Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Uluslararası Kuruluşlar Daire Başkanı Göknur Akçadağ, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun, yurtdışında yaşayan Türk vatandaşların sorunlarına ilişkin alt komisyon çalışması çerçevesinde, “Yurtdışında Yaşayan Türk Kadınları için Materyal Oluşturma Projesi” hakkında bilgi verdi.
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun “Yurtdışında Yaşayan Türk Vatandaşı Olan ve Vatandaşlıktan İzinle Çıkmış Kadınların ve Ailelerin Sorunları ve Çözüm Önerileri Alt Komisyonu”, AK Parti İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca başkanlığında toplandı.
Akçadağ, komisyonda yaptığı sunumda, 2012’de başlayıp 2014 sonuna kadar devam eden projenin çalışma alanının Belçika, Hollanda ve Fransa’yı kapsadığını söyledi.
Proje çerçevesinde broşürler oluşturulduğunu, sivil toplum kuruluşları ve resmi odaklarla görüşüldüğünü ve eğitim seminerleri düzenlendiğini ifade eden Akçadağ, bu eğitim seminerlerinde dile getirilen sorunları aktardı.
Akçadağ, proje çerçevesinde en fazla “bilgiye erişimde sorun ve vatandaşlık almada zorluk yaşadıkları, çocuklarının doğru yönde eğitim alması noktasında yeterli bilgiye sahip olmadıkları, ev hayatlarının kapalı olduğu ve burada daha çok aile büyüklerinin, şiddete uğrayan bazı kadınların ilgili makamlara nasıl bir mekanizma içerisinde ulaşacağını bilemediği, Türkiye’ye dönme isteği varsa bu konuda nasıl bir girişimde bulunacağına” ilişkin problemlerin anlatıldığını söyledi.
Kayınvalidelerle ilgili sorunların da dile getirildiğini anlatan Akçadağ, “Özellikle aile büyüklerinin ve kayınvalidelerin hayatları şekillendirmede baskın bir rolü olduğu, yapılan eğitim seminerlerinin kendilerini olduğu kadar bu aile büyüklerine ve kayınvalidelere mutlaka yapılması gerektiği söylendi. Türkiye’dekinden daha farklı ‘gelin’ durumunda olan ya da ‘evin kızı’ olarak yaşayan kişi ‘Ben şunu böyle yapmak istiyorum’ dese bile evdeki büyüğün buna karar verici olduğu, bunun da o kişinin gelişimini durdurduğu ifade edildi” dedi.
Akçadağ, evlilik yoluyla yurt dışına gitmiş vatandaşların “ithal gelin” ve “ithal damat” tabirlerini kullanmaktan hoşlanmadıklarını, bunun kendilerini materyal gibi gösterdiğini ifade ettiklerini belirtti.