Filistin Icin Adalet (Studenten voor een Rechtvaardig Palestina) isimli öğrenci grubu Amsterdam Universitesi’nde (VU) tartışma programı organize etti. Ancak program üniversite yönetimi tarafından son anda iptal edildi. Bunun üzerine başka bir mekanda düzenlenen programın sonunda olaylar yaşandığı bildirildi.
Filistin İçin Adalet Platformu “apartheidsstaat” (ırkçı devlet) olarak nitelendirdikleri İsrail’in boykot edilmesini ve bu ülkeyle olan bütün akademik ilişkilerin kesilmesini istiyor. İlk etapta üniversite kampüsünde düzenlenecek olan panel daha sonra üniversite yönetiminin kararıyla ve organizatörlere hiç bir bilgi verilmeden iptal edildi.
Karara bir Facebook kullanıcısının yazdığı yorumun neden olduğu iddia ediliyor. Öğrenci Platformunun Facebook sayfasına “Yahudisiz bir üniversite” istediğini yazan yorumcu hakkında Öğrenci Platformundan şu açıklama yapıldı: “Bu söz iğrenç bir şey. Tıpkı Müslümanlara yapılan hakaretler gibi bu yorumu da hemen sildik. Ancak bu yorumun hemen fotoğrafı çekilmiş ve İsrail taraftarı sitelerde yayınlanmış. Yorumcunun kimliğini araştırdığımızda ilginç şeylerle karşılaştık. Bu yorumcu yorumunu yazmadan hemen önce Facebook profili açmış. Yani daha önce hiç olmayan biri. Bunu bilerek ve bizim programımızı sabote temek için yaptıklarına inanıyoruz.”
Üniversite Yönetimi Başkanı Jaap Winter yaptığı açıklamada “Üniversitemizde hassas konuların tartışılmasına imkan vermek istiyoruz. Ancak bu tartışmanın gündem nedeniyle üniversite içinde dışlanma ve güvensizlik hissi yarattığını farkettiğimizden iptal ettik” dedi.
İnsanlara hakaret etme özgürlüğü ve hakkı adı altında günlerdir medya ve siyasi çevreler insanların duyguları için sansür uygulanamayacağını savundular. Diğer taraftan akademik çevrenin böyle bir sansür uygulaması cifte standardı ve haksızlığı ortaya koyması açısından anlamlı bulundu. Müslümanların hassasiyetleri ve duyguları bilinçli olarak özgürlük ve mizah adı altında provoke edildi. Ayni günlerde başka grupların hassasiyetlerini dikkate alarak sansür uygulanmaya çalışılması, söz sahibi kişi ve kurumların iki yüzlülüğünü gözler önüne serdi.
