Bizde, bizim kültür ve medeniyet kotlarımızda ahlaki bir meziyet olarak bulunan vicdan ve merhamet duygusu hiç mi vicdanın sızlamadı, hiç mi insafın yoktur diye sorugularız. Böylece yaratılmışa, kainat ve doğaya, insan ve hayvanata karşı işlenen suçları ayıplar, vicdan ve merhamet duygularımızı kutsarız.
Batı medeniyetinin kapitalist sistemi, biriktirdiği sermaye’yi maalesef “insanı yaşatan sağlık sistemlerine değil de, insanı öldüren savaş sistemlerine” yatırdı. Batının elde ettiği teknolojik üstünlük, tüketime dayalı refah seviyesini yükseltmiş olsa dahi, insan onurunu yerlerde sürünmekten kurtaramadı.
Günmüzün süper gücü ABD’nin korona virüsle mücadele de, maliyetlerin yüksek olması bahanesiyle, 55% civarında olduğu tahmin edilen sağlık sigortası olmayan insanları kadlerine terk ettiğini öğrenirken, sigortalı olan kesimlerin ise yüksek maliyetleri karşılayabilmek için variyetlerini satışa çıkardıkları duyumunu alıyoruz. Buna karşılık ABD hükümetinin sadece ekonomiye dayalı sektörlere kaynak ayırdığını yetki ağızların açıklamalarından öğreniyoruz.
Dünyanın en büyük askeri güç ve ekonomisine sahip olan küresel çevrelerin kendi medeniyetlerinden olmayan güçsüz ülkelere her türlü insanlık ayıbı cürümleri işlerken, şimdilerde çıplak gözle görülemeyen bir musubete karşı çaresizlik içerisinde birbirlerine gönderilen sağlık malzemelerine korsanca elkoyduklarına şahit oluyoruz.
Post modern çağın adını “1.Dünya Maske Savaşları” olarak kayıt edeceği gelişmelerde ABD, Almanya’ya giden sağlık malzemelerine, Çekler İtalya’ya giden, İtalya, Tunusa giden, Fransa, İtalya ve İspanya’ya giden maske ve sağlık malzemelerine korsanca elkoyarken, Türkiye kimsenin maskesine elkoymuyor kendi ürettiği maskeleri halkına bedeva dağıtıyor. Bir taraftan da insanlığa sen eşref-i mahlûksun mesajı verip, dost veya düşman ayrımı yapmadan insanlık adına otuz küsür devlete hiç bir karşılık beklemden Türkün “vicdan ve merhametini” gösteren yardım elini uzatarak, insanlığı düştüğü yerden kaldırmaya çabalarından gurur duyuyoruz.
Türkiye’nin bu insani tavrına sevinip şükretmesi gerekirken bazı kesimlerin deniz aşırı ülkelerde okyanus ortasında başı boş Beygir gibi dolaşan bir İngiliz gemisine yardım eden Kuba’nın insani tavrını sosyalizm insanı yaşatır diye naralar attığını, otuz küsür ülkeye yardım gönderen Türkün merhametini görmezlikten gelen ayıplarına da üzülüyoruz. Hem de insanlığın felaketine sebep olduktan sonra, çağın gerisinde kalan sosyalizm ve komünizm gibi ideolojileri bugün “merhamete muhtaç” Batı düşüncesinin türettiğini umursamamalarına bir anlam veremiyoruz. İnsanlığın bu pandemiyi mümkün olan en az hasarla atlatması umuduyla, hiç bir ayrım yapmadan tüm insanlığa sağlıklı gelecekler diliyorum.
Previous Postİnsana aşık olmak ve Hollanda Türklerinden iyilik hareketleri
Next PostAvrupa Parlamentosu mutfaklarını evsizler ve sağlık personeline açtı