Hollanda Türkleri, seslerini duyurmak ve ülke siyasetine dahil olabilmek için 1986 yılından itibaren siyasal zeminde varoluşlarını sürdürmüşlerdir. Seçimler, siyasal varoluş mücadelesinin olmazsa olmazlarındandır elbette. Hollanda’da geçen yıl yapılan parlamento seçimlerinden sonra, önümüzdeki 14, 15 ve 16 mart tarihlerinde de yerel seçimler yapılacaktır. Yerel seçimler, Hollanda Türklerinin göç serüveninde kazandıkları ilk siyasi haklar arasındadır. Onun için, belediye seçimleri, siyasi varoluş mücadelemizde ayrı bir anlam teşkil eder.
Siyaset, medya ve sivil toplum kuruluşlarındaki dostlarımızın hatırlayacağı üzere, siyasal temsil üzerinde on yıllardır yazıyoruz, tartışıyoruz ve konuşuyoruz. Seçme ve seçilme hakkının Hollanda’da, diğer Avrupa ülkelerinden daha erken tanınmasından dolayı, hatırı sayılır bir tecrübeye sahibiz. Bu tecrübenin somut örneklerinden birisi hiç şüphesiz, Türkevi Araştırmalar Merkezi tarafından organize edilmiş ‘Amsterdam Tartışmaları’ programlarıdır. Artık bir kitap olarak yayınlanan Amsterdam Tartışmaları’nda genellikle Türklerin siyasal katılımı ele alınır, masaya yatırılır ve yorumlanırdı ve siyasette var olmanın önemine dikkat çekilirdi.
Artık, üçüncü nesil yani Hollanda’da doğup büyüyen Hollandalı Türkler seçimlere katılıp, vatandaşlara çağrı mesajı yayınlamaktalar. İşte bunlardan birisi de, Amsterdam’da siyasi mücadelesini devam ettiren Süleyman Koyuncu’dur. Koyuncu yayınladığı çağrıda, Amsterdamlı Türklere şöyle sesleniyor:
“Değerli Amsterdamlı hemşerilerim, Dedelerimizin ve babalarımızın, ‘üç beş kuruş para kazanıp geri döneriz’ düşüncesiyle geldiği Hollanda’da, 60 yıla yakın bir süredir yaşamaktayız. Çocuklarımız Amsterdam’da doğuyor, okula gidiyor, parklarda eğleniyor, sokaklarında yürüyorlar. Artık, içinde yaşadığımız Hollanda’nın bir parçasıyız. Karnımız burada doyuyor. Geleceğimiz Amsterdam’da.
Birlikte yaşadığımız tüm Amsterdamlılar gibi, biz de vergimizi ödeyip, kurallara uyuyoruz. O halde, Amsterdam’ı ilgilendiren her konuda, örneğin ödeyeceğimiz çöp vergisi veya park ücretinin yüksek olmasına itiraz etmede, bizim de söz hakkımız var.
Söz hakkını, kullanacağımız en önemli yollardan birisi de seçimlerde oy kullanmaktır.”
Koyuncu’nun, ‘Yaşadığımız şehri ilgilendiren her gelişme, her sorun bizi yakından ilgilendirir, bizim de bu konularda konuşmamız gerekir’ mealindeki tespiti, artık üçüncü nesil Hollandalı Türklerin, içinde yaşadıkları toplum için, sorumluluk alışlarının somut bir işaretidir. Yapılan anlamlı çağrıdan, Amsterdam veya Hollanda Türklerinin, yaşadıkları ülkenin geleceğinde ve kaderinde söz sahibi olmak istedikleri anlaşılıyor. Bu ifadeler, vatandaşlık ve sorumluluk bilincinin ifadesidir. Bu davranış, aynı zaman da, Türklerin Hollanda’da entegrasyon gibi bir sorunlarının olmadığını da göstermektedir.
Türk kökenli Amsterdamlılara bu çağrıyı yapan ve siyasetin içinde yoğrulan Süleyman Koyuncu, Hollanda kökenli olmayan Amsterdamlıların oy kullanma oranının, beklenenin altında olduğuna da dikkat çekiyor. Dört yıl önce yapılan belediye seçimlerini örnek göstererek, söz konusu kitlenin oy kullanımının ne yazık ki yüzde 20’lerde olduğunu belirtiyor. Bu oranın yükselmesini istiyor. “Çünkü, oy vermekle sadece vatandaşlık görevini yerine getirmiyoruz, aynı zaman da çocuklarımızın da yaşadığı Amsterdam’ın geleceğini belirliyoruz” görüşünü savunuyor sayın Koyuncu.
Amsterdamlı seçmenlere gönderdiği mektubunda, oy kullanmamızın, başka boyutlarına da değinen Koyuncu, “Oylarımızı kullanarak, siyasete katılımımızı, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı olduğumuzu, eşit muamele görmek istediğimizi, orantılı temsil olmasını istediğimizi gösterebiliriz” diyor.
DENK Partisinden Amsterdam Belediyesi Meclisine 2’nci sıradan aday olan Süleyman Koyuncu, “Yaşanılabilir, daha zengin ve renkli bir Amsterdam için, 14, 15 ve 16 mart tarihlerinde hem kendi oylarımızı kullanalım hem de vatandaşlarımızın sandığa gitmesini sağlayalım” çağırısı yapıyor.
Siyasal zeminde neden var olmamız gerektiğini, gayet açık bir şekilde ifade eden Türk kökenli Hollanda siyasetçilerimizin olması, Hollanda Türkleri için ayrı bir zenginliktir. Siyasetin kurallarını bilen ve uygulayan bu gençler, aynı zamanda Hollanda için de bir zenginliktir. O halde, bu gençlerin, karar vericiler arasında yer almalarını sağlamak ve destek vermek de bizim, yani seçmenin görevleri arasındadır. Kullanılan her oy, seçilen her tercihli aday, Hollanda Türklerinin siyasal zeminde verdikleri mücadelenin en anlamlı ifadesidir. Durum böyle olunca, 14, 15 ve 16 mart tarihlerinde yapılacak yerel seçimlerde oyumuzu kullanmak siyasal alanda varoluşumuzun önemli bir parçasıdır.