Hollanda’danın büyük trajlı gazetelerinden olan NRC dün yayımladığı haberde Hollanda’daki bazı Camilerin gizli araştırıldığını duyurdu, Ülkedeki 1 milyonu aşkın Müslüman haberi duyunca “Yine mi?” dedirtti. Haberin içeriği şu şekilde
Cami soruşturması Belediyelerin yanı sıra Sosyal İşler de Müslüman topluluklarda gizli soruşturmalar yürüttü. Bakan Karien van Gennip bu olaydan üzüntü duyduğunu belirtti.
Camilerin gizlice soruşturulduğu ‘undercover affair’in sanılandan daha büyük olduğu ortaya çıktı. Gizli soruşturmalara sadece Hollanda belediyeleri değil, Sosyal İşler Bakanlığı da katılmış. Bakan Karien van Gennip (Sosyal İşler, CDA) bu hafta Temsilciler Meclisi’ne gönderdiği mektupta böyle yazıyor.
Sosyal İşler, “Müslüman topluluklar içindeki bireyleri, örgütleri ve ağları” sessizce araştırdı. Van Gennip’e göre hedefler çoğunlukla İslam’ın ultra-ortodoks bir versiyonuna bağlı olan Hollandalı Selefilerdi. Soruşturmanın tam olarak nasıl yürütüldüğüne açıklık getirmeksizin, soruşturma yönteminin “şeffaf” olmadığını yazıyor. Bununla birlikte, bu kişilerden “dini inançları” gibi mahremiyete duyarlı verilerin kaydedildiği açıktır.
inançlar, davranışlar veya ifadeler” ile ilgili olarak, buna izin verilmemiştir. Van Gennip: “Bundan derin üzüntü duyuyorum ve bundan gelecek için dersler çıkarıyorum.”
Bakanın kefareti, Müslüman toplumu ile hükümet arasındaki güveni yeniden tesis etmeye yönelik daha geniş bir planın parçası. NRC’nin ilk olarak 2021 yılında camilerin ve Müslümanların nasıl gizlice
belediyeler tarafından soruşturulmuştu. Bu durum hala yatışmamış olan öfkeli tepkilere neden oldu. Sosyal İşler kısa bir süre önce soruşturma altındaki camilerden toplam 150 üye ve yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdi. Bu oturumlarla ilgili bir rapora göre, oturumlarda “öfke ve kızgınlığın öne çıktığı” açıkça görüldü. Araştırmaya göre, hükümetin camileri bilgilendirmeden soruşturma başlatması “güvensizlik göstergesi gibi hissediliyor”. “Bu onları incitiyor.”
Muhalefet eksikliği
Oturumlarda bazı yetkililer yüksek sesle “hata yaptıklarını” belirttiler. Rapora göre, kurumlarındaki çeşitlilik eksikliği ve çok az “muhalefet” nedeniyle, soruşturmaların geçemeyeceğini fark edemediler. Bu arada, raporun oturumlarda ortaya çıkardığına göre, birçok yetkili gizli soruşturmalarda yasaların çiğnendiğine inanıyor.
Belediye yetkilileri şu anda Müslüman toplumla “bozulan ilişkiyi” nasıl düzelteceklerini bilmiyorlar. Bunun için kabineden özür gibi “güçlü bir sinyal” gelmesi gerekiyor. Van Gennip şimdi parlamentoya gönderdiği mektupla bu sinyali vermeye çalışıyor. Mektupta özür dilemiyor ancak cami müdavimleriyle yapılan oturumlarda dile getirilen şikâyetlere değiniyor. Bakan, “Hollandalı Müslümanların bir kısmının, hükümetin eylemlerinin de bir sonucu olarak, ayrımcılık ve dezavantaj duyguları yaşaması bana acı veriyor” dedi.
Yasadışı olarak gözetlenen herkesin bunu bilmeye hakkı vardır.
Hükümetin kendisinin de buna katkıda bulunduğunu kabul ediyor. Birbirini takip eden kabineler yıllardır “sorunlu davranışlar” Van Gennip’e göre, “hükümet, bu kavramın kapsamını genişleterek, istemeden de olsa, bu konuyla hiçbir ilgisi olmayan ve esasen Hollanda toplumuna katkıda bulunmak isteyen geniş Müslüman grupların damgalanmasına katkıda bulundu.”
Mektubunda Müslümanlara yönelik ayrımcılığa karşı bazı önlemler alınacağını duyurdu. Örneğin hükümet, Müslümanların hesaplarını daha sık reddettiği iddia edilen bankalar ile görüşmelere başlayacak ve Müslümanlara yönelik ayrımcılığı yeniden inceletecek. Bu yeni bir çalışma “Müslümanlara yönelik ayrımcılıkla mücadelede doğru şeyleri yapıp yapmadığımızı ya da fırsatları hala değerlendirmeden bırakıp bırakmadığımızı” anlamamızı sağlayacaktır.
Sosyal İşler tarafından gizlice soruşturulduklarına inanan Müslümanlar, verilerini talep etmek için bakanlığa kendileri başvurmalıdır. Ulusal avukat Van Gennip’e, haklarında yasadışı olarak bilgi toplanan tüm vatandaşları şahsen bilgilendirmesini tavsiye etmişti. Ulusal avukata göre hükümet bunu yapmakla yükümlüdür. Ancak Van Gennip bunu yapmak istemedi.
Gönderen yayınlanan resmi notlar, bakanlıkta bu durumun huzursuzluğa ve soruşturma altındaki Müslümanların tazminat taleplerine yol açmasından korkulduğunu ortaya koyuyor.
Stephan van Baarle, fractievoorzitter van Denk, eist dat de onderzochte personen wél geïnformeerd worden. „Iedereen die illegaal is bespioneerd heeft het recht dat te weten te komen”, zegt Van Baarle.
Haber: Sedat TAPAN