Seçimlerin üzerinden neredeyse iki ay geçmesine rağmen hala görünürde bir koalisyon yok. Hatta ihtimallerden bile bahsetmek mümkün değil. Neyse ki doğru dürüst işleyen bir sistem var da işler yüzüstü kalmıyor. Aylardır bir müstafi hükümet tarafından yönetilen Hollanda’da ne vatandaş ne de siyasiler durumdan rahatsız. Adeta sanki herşey normal seyrindeymiş gibi hayat devam ediyor.
Takip edenlerin malumu olduğu üzere 17 Martta yapılan seçimlerin akabinde VVD’li Annemarie Jorritsma ve D66’lı Kajsa Ollongren muhtemel koalisyon formüllerini araştırma göreviyle informatör olarak atanmışlardı. Ancak Kajsa Ollongren’in gizli notları bir basın fotoğrafçısı tarafından çekilip ifşa edilince, bu ikili henüz işlerini bitiremeden görevi iade ettiler. İfşa edilen notta CDA’lı Pieter Omtzigt’e kronik muhalif olmasından dolayı siyaset dışı ‘başka bir görev’ yazıyordu. Bunun anlamı Omtzigt’in susturulması gerektiğiydi. Önce kimse bu sözü sahiplenmedi, ancak İkinci Meclis’in tutanakları talep etmesiyle sözün kime ait olduğunu öğrendik. O, seçimlerin galibi müstafi başabakanın ta kendisiydi. Önce hatırlamadığını söylese de baskılar sonucu itiraf etmek zorunda kaldı. Bu onun ‘unutkanlığı’ konusundaki ilk vukuatı değildi, haliyle ona karşı bir güvensizlik ortaya çıktı. Hatta bazı partiler Rutte başbakanlığında bir koalisyona girmeyeceklerini bile açıkladılar.
Kamuoyu Omtzigt olayıyla çalkalanırken, yeni informatör Herman Tjeenk Willink parlamentoda temsil edilen 17 partinin liderleriyle bir kaç defa görüştü ve geçtiğimiz hafta raporunu İkinci Meclis Başkanına sundu. Rapordan çıkan en önemli sonuç parlamentonun etkinliğini sınırlayan bir yönetim kültürünün oluştuğu ve bunun da parlamenter demokrasi için istenmeyen bir durum olduğuydu. Raporun kamuoyuyla paylaşılmasının akabinde müstafi başbakan Rutte Nieuwsuur adlı programda bu minvaldeki hedeflerini açıkladı. Bu röportajın asıl amacı oluşan buzları eritip, koalisyon görüşmelerinin önünü açmaktı. Bunda başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Zira artık birçok parti kapılarını kısmen de olsa görüşmelere açtı.
Rutte’nin açıklamasında öne çıkan maddeler:
- Parlamentoda koalisyon içerisinde zıtlıklara, muhalif görüşlere daha fazla fırsat vermek;
- Daha az kulis çalışması yapmak;
- Parlamenterlerle bilgi paylaşımında kolaylık sağlamak;
- Politiklarda dah fazla insani ölçüler;
- Hukuğa her kesimin daha kolay ulaşmasını sağlamak;
- Kibir ve çokbilmişlik yerine daha fazla sorgulama ve daha az unutkanlık;
Tüm bunlar Tjeenk Willink’in raporunda belirtilen yönetim kültürüyle alakalı hedeflerdir. Rutte bunlara ilaveten meselenin Omtzigt boyutuna da değindi. Omtzigt’le çok özel bir görüşme yapmak istediğini ve zaten onunla geçen on yıl boyunca çok farklı alanlarda çok güzel işbirliği yaptıklarını ve görüşmede onun öfkesinin neye olduğunu öğrenmek istediğini söyledi. Basından edindiğimiz bilgilere göre de ilk mesajlaşma gerçekleşmiş, ama henüz somut bir adım atılmamış.
Rutte bununla hem kamuoyuna hem de diğer siyasi partilere “bakın ben hatalarımı anladım ve onları düzeltmek için elimden gelen gayreti sarfedeceğim” demektedir. Bakalım muhtemel koalisyon ortakları bunu nasıl okuyup değerlendirecekler. Şu ana kadarki intibam, buzların yavaş yavaş eridiği yönünde, ama güvenin yeniden sağlanabilmesi için daha çok fırın ekmek yenmesi lazım.
Bir taraftan Rutte güven tazelemek için çabalarken, diğer taraftan da Meclis yeni bir informatör atadı. O da Tjeenk Willink gibi eski bir PvdA’lı politikacı. Mariette Hamer 1998’den 2014’e kadar milletvekilliği yaptı. Bir ara da PvdA Meclis Grup Başkanlığı da yapan Hamer, halen Sosyal Ekonomik Konseyin (SER) başkanlığını yapmaktadır. Hamer’ın en öncelikli görevi oluşan krizi bir an önce bertaraf edip sağlıklı bir politik ortamın oluşmasını temin etmek. Oldukça iddiali bir görev, başarılı olması hem siyasi partilerin hem de ülkenin menfaatine olacaktır. Bu da demek oluyor ki, yazdan önce bir koalisyon mümkün görünmüyor.
Son olarak da Haber okuyucularının Ramazan Bayramını tebrik eder, pandemisiz, eşle dostla idrak edilecek daha nice bayramlar dilerim.
Ahmet Suat Arı