Kamu Düzeni ve Güvenliği Merkezi, BNR radyosuna yaptığı açıklamada Hollanda’daki bazı belediye başkanlarının düşünce ve fikir özgürlüğünü kısıtladıklarını belirtti.
Kamu Düzeni ve Güvenliği Merkezi başkanı Jan Brouwer açıklamasında “Son günlerde Aboutaleb’in Rotterdam’daki yasaklarını şaşkınlıkla izledim. Bu tür yasaklar anayasaya aykırıdır, toplum asayişini engellemesi durumunda bile yasaklamak anayasaya aykırıdır. Hollandalı Türklerin düşünce ve fikir özgürlüğü kısıtlandı. Belediye başkanları aldıkları kararların anayasal altyapısını bilmeden karar alıyorlar “ dedi.
Sivil haklar örgütü PILP ise yaptığı açıklamada son olayların ‘Aboutaleb’e karşı bir mahkeme sürecinin başlatılması taraftarı’ olduklarını ifade etti. Proje Koordinatörü Jelle Klaas: “Böyle bir dava toplumsal fayda getirir. Eğer birileri Aboutaleb’i mahkemeye vermek isterse, biz bu konuda hukuksal destek veririz ” dedi.
Seçimlerin ardından bu tür haberlerin çıkmasıyla kamuoyunda “Aboutaleb görevden alınabilir mi?” sorusu sıkça sorulmaya başlandı.
Seçimlerden birinci parti çıkan VVD’nin Rotterdam Belediye Başkanlığı’na göz diktiği kulislerde konuşuluyor. Rotterdam tarihindeki belediye başkanlarına bakıldığında ise ikinci dünya savaşından sonra sadece VVD ve PvdA mensupları belediye başkanı olarak atanmış.
Aboutaleb’in bu süreçte görevi bıraktırılması halinde VVD’li bir belediye başkanının yerine geçebileceği düşünülüyor.