Gelecekten emin olmak ve toplumsal birlikteliği sağlamak adına, Türk toplumunun diaspora kültürüne göre yeni bir örgütlenme modeline ihtiyaç duyduğunu dile getirmek için yazıyorum. Bugüne kadar olduğu gibi değil, bundan sonrası için sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik her alanda istismara açık bir toplum olmaktan kurtulmamız gerektiği için yazıyorum. Lobicilik anlamında hem içerisinde yaşadığımız toplum, hem de aidiyet duyduğumuz ülke nezdinde sahip olduğumuz hakları savunacak güçlü sivil oluşumlar STK’lar kurulsun istediğim için yazıyorum.
İster doğuştan gelen bilgi edinme yetisi, isterse fıtrat densin, insan evladı hayatını bilgi ve bilimle idame eder. Üzerinde yaşadığımız evreni, teneffüs ettiğimiz havayı, doğayı, tabiatı, bilip öğrenmek ve yaradılışın sırrına ermek ister. Bilgi ve bilgelik insanı değerli kılar.
O sebepten dinin ilk emri oku (ıqra) olmuştur. İnsan evladı düşünerek tefekkür etsin diye. Geçen gün haber gazetesi okurlarından bir kimse neden yazıyorsunuz deye bir soru sordu. Hiç tereddüt etmeden düşünce ve bilgi üretmek için dedim. Muhatabımın hangi konuları yazmayı tercih ettiğime dair merakını giderdikten sonra, birbirimizle tanışmaktan duyduğumuz memnuniyeti ifade ederek, sohbetimize devam ettik.
Bildiğiniz gibi, haber gazetesinde sekiz yıldır köşe yazısı yazıyorum. Bir anlamda düşünce ve fikir işçiliği yapıyorum. Yazılarımda daha çok aktüel ve güncel konuları işleyerek, lobicilik anlamında toplumsal bilinci uyanık tutmaya yönelik yazılar yazıyorum. Yaşadığımız ülkelerde kamusal alanda yapılan ayrımcılık gibi ayıpların giderilmesi konusunda toplumsal farkındalığa katkıda bulunmak istiyorum.
Sahi neler yazıyorum?
Kültürel farklılıkları dikkate almadan, insanları gözü kapalı Kedi yavrusu gibi sisteme entegre etmeye zorlamanın, modası geçmiş entegrasyon proğramlarının sorunları çözemeyeceğini anlatan yazılar yazıyorum.
Diğer taraftan sistemin dışlayıp ötekileştirdiği toplumların, radikalleşerek ayrışacağını ve ayrışan bütün unsurları birarada tutacak yöntemlerin geliştirilmesini öneren yazılar da yazıyorum. Avrupalı Türklerin yaşadıkları ülkelerde huzur ve güven içerisinde birlikte yaşama ve birlikte yönetme iradelerini güçlendirmek için yazıyorum.
Gelecekten emin olmak ve toplumsal birlikteliği sağlamak adına, Türk toplumunun diaspora kültürüne göre yeni bir örgütlenme modeline ihtiyaç duyduğunu dile getirmek için yazıyorum. Bugüne kadar olduğu gibi değil, bundan sonrası için sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik her alanda istismara açık bir toplum olmaktan kurtulmamız gerektiği için yazıyorum.
Lobicilik anlamında hem içerisinde yaşadığımız toplum, hem de aidiyet duyduğumuz ülke nezdinde sahip olduğumuz hakları savunacak güçlü sivil oluşumlar STK’lar kurulsun istediğim için yazıyorum. Hiç arzu etmediğimiz halde ülkeler arası siyasi ve diplomatik krizlerin tek taraflı mağdur edileni olmamak için yazıyorum. Eskiden olduğu gibi sokağa çıktığımız da komşuluk ilişkilerimizin devam ettirilmesi için yazıyorum.
Okulda, işyerlerinde, sokakta 11 Mart bahanesiyle ayrımcılığa uğramak istemediğim için yazıyorum. Tekrardan karşılıklı huzur ve güven ortamının tesis edilmesini arzu ettiğim için yazıyorum.
Niçin yazıyorum?
İnsanlığın; Hikmet-i İlahinin bir lutfu olarak tecelli eden bilgi ve bilimin dünyasında yaşayarak mutlu olmasını arzuladığım için yazıyorum. Mağara duvarlarına, mezar taşlarına yazan ilkel atalarımızdan daha modern ve daha uygar bir çağda, fakat birbirini boğazlamak için fırsat kollayan insanlığın hizaya çekilmesi için yazıyorum.
Dili, dini ve rengi yüzünden işlenen insanlık ayıbı vahşet olaylarının tekrar etmemesi için yazıyorum.
Bireylerin bilgi seviyesinin yükselmesi kadın ve insan hakları, çevre bilinci, sosyal adalet, hukuk, özgürlük, düşünce vb gibi temel değerlerin geliştirilmesi için yazıyorum.
Sadece melankolik bir yaklaşımla öfke ve ötekileştirmenin doğurduğu gözü yaşlı İslamofobik bir toplum değil, bilgi seviyesi yüksek ne istediğini bilen örgütlü bir toplum oluşturulmasına katkı sağlamak için yazıyorum.
Hasılı; tüm dünyada basın ve medya marifetiyle algı ve yargı bozukluğu yaratarak, bireysel vicdanları hedefine alan şuur paketleme hilelerine karşı toplumsal bilinci uyarmak için yazıyorum. Yeni yılınızı şimdiden tebrik ediyor, yeni yılın tüm insanlığa huzur ve barış getirmesini diliyorum.
