Eğitim dönemimde ‘Ruh hastalanmadıkça Beden hastalanmaz’ diye bir cümle duymuştum. Bu sözlerin ne kadar doğru olduğunu yaptığım bilinçaltı çalışmaları sayesinde daha iyi anladım. Doktorların birçok hastalıkla ilgili neden kalıcı bir çözüm bulamayıp sadece ‘stresten uzak durun’ dediklerini de.
Son yıllarda hem modern tıp hem alternatif tıp alanlarında ruh ve beden sağlığı arasındaki bağlantı üzerine araştırmalar sürdürülüyor ve birçok hastalığın psikosomatik olduğu sonucuna varılıyor. Modern tıp, psikosomatik rahatsızlıkların temelinde baş edilemeyen stresin yattığını belirtiyor. Yani başedemediğimiz stres, bir süre sonra bedenimizin herhangi bir yerinde hastalık olarak karşımıza çıkabiliyor.
Psikosomatik hastalıklar genelde kronik oluyor ve modern tıpta bu hastalıklar için maalesef köklü bir çözüm bulunamıyor. Bu hastalıkları, sadece ilaç veya fizik tedavisi ile tamamen atlatmak zordur. Sorun çözülmüş gibi görünse de, fiziksel hastalığın altında yatan ruhsal hastalık var oldukça, bir süre sonra hastalık tekrarlar ya da farklı bir hastalık olarak tekrar dışa vurur.
Kişinin hastalıklarına kalıcı bir çözüm bulunabilmesi için kişinin beden dilini anlayıp bu hastalıkların kişiye ne anlattığını anlamak gerekir. Bedenimizin dilini anlayıp bize hangi mesajları verdiğini algıladığımızda emin olun kronik hastalık diye bir şey kalmaz hayatımızda.
Bilinçaltında biriken olumsuz duygular kendini ilk olarak ruhsal boyutta gösterir. Genelde kişi bu duyguları hissetmek istemediğinden dolayı kafasını dağıtmak için farklı aktiviteler bularak duygularını bastırır ve bazı şeyleri görmezlikten gelir. Bu durum zamanla ruhumuzun hastalanmasına yol açar.
Ruhumuz hastalandığında da duygularımızı bastırmaya devam ettiğimizde, bu olumsuz duygular bedenimizde bir semptom oluşturarak bize bir sinyal vermeye ve dikkatimizi çekmeye çalışır. Çoğu zaman semptoma sebep olan ruhsal nedenlerin farkında olmayız. Sadece bize rahatsızlık veren semptomu yok etmek adına doktora gideriz. Fakat ruhsal sorun hala var olduğundan dolayı ilerleyen zamanlarda daha büyük rahatsızlıklar yaşarız.
Bu duruma açıklık getirmek için bir kıyaslama yapalım. Bir arabanın kontrol panelinde bazı gösterge ışıkları vardır. Bu ışıklar arabanın önemli fonksiyonlarından birinde bir arıza olduğunda yanar. Bu sinyal dikkatimizi üzerine çekerek bir arıza olduğunu ve gerçek sorunun ne olduğunu araştırmamız konusunda bize mesaj verir. Işık yanmasa arabamızda bir arıza olduğunun genelde farkında bile olmayız. Bu sinyal sayesinde bir araba tamircisinden asıl arızayı bulmasını ve bizim yolumuza devam edebilmemiz için yardım etmesini isteriz. Şimdi araba tamircisinin altta yatan asıl arıza ile ilgilenmeyip sadece yanan ışığı çıkarttığını ve bizim yolumuza devam ettiğimizi düşünün. Işığı çıkarılınca sönmesi sağlanmıştır, fakat gerçek sorun hala var olduğundan dolayı, biz yolumuza devam ettiğimizde karşımıza daha büyük bir arıza olarak çıkacaktır.
Psikosomatik hastalıklarda da durum buna benzer. Altta yatan ruhsal sorunlarla ilgilenmeyip sadece bedendeki görünen semptomlar için çözüm bulunduğunda, hastalığın kalıcı olarak çözülmesi imkansızdır. Psikosomatik hastalıkların kalıcı olarak çözülebilmesi için, bir uzmanla birlikte bedendeki rahatsızlıklara yol açan olumsuz duygu ve düşüncelerin bulunması ve olumlu yönde değiştirilmesi şarttır.
Ruhsal stres belirtilerinin bazı örnekleri:
Konsantrasyon sorunları
Anksiyete (korku) ve panik belirtileri
Hafıza sorunları
Ruh hali değişiklikleri
Hüzün
İştahsızlık
Karmaşıklık hissi
Endişe
Öfke
Fiziksel stres belirtilerinin bazı örnekleri:
Halsizlik veya bitkinlik
Uyku sorunları
Kas ağrıları ve eklem ağrıları
Boyun, omuz ve bel ağrıları
Karın ağrıları
Nefes darığı veya hiperventilasyon
Baş ağrıları / Migren
Bağırsak ve mide sorunları, mide bulantısı
Çarpıntı ve kalp ritim bozukluğu
Yüksek veya düșük tansiyon
El titremesi