20 Mart Çarşamba (2019) günü Hollanda İl Genel Meclisi seçimleri yapıldı. Seçim sonuçları Hollanda siyasi dengelerini değiştirecek şekilde.
Seçimlerden Yeşil Sol ve Forum voor Democratie (FvD) oylarını arttırarak çıktı. Seçim sonuçlarınin bir espirisi de Hollanda Senatosundaki siyasi denklemi ve temsili de belirliyor olması.
En dikkat çeken sonuç ise Hollanda Parlamentosunda 2 milletekiliyle temsil edilen Forum voor Democratie (FvD)’nin bundan böyle Senatoda 13 sandalye ile temsil edilmesi.
Seçim akşamı tüm siyasi parti liderleri, sonuçları değerlendirdiler. Oy kaybına uğrayanlar çok çalışmalarına rağmen halkın başka partileri tercih ettiğini söyledi. Kazananlar, örneğin Asterdam’da birinci parti çıkan Yeşil Sol zafer çığlıkları attı.
Ama bir siyasi parti vardı ki, hem aldığı oy oranı hem de o akşam liderinin konuşmasıyla Hollanda günmedini günlerce meşgul etti. Bu siyasi hareket, Forum voor Democratie hareketidir. Düşünce olarak Hollanda siyasetinde var olsalar da siyasi hareket olarak oldukca yeniler.
Kazanan siyasi hareketin lideri, genç, çok okuyan, entellektüel konuşmaya çalışan Thierry Baudet. Seçim akşamı geç saatlerde konuşan Thierry Baudet, aşırı sağ ve ırkçı bir dil kullanarak dikkatleri üzerine çekti.
Konuşmasında “Minerva’nın Baykuşu”, “boreaal Europa”, “oikofobie” kavramlara dikkat çekti. Sağcı-popülist Thierry’nin seçim konuşması bir taraftan neo-fasistlerin kullandığı bir uslüp, diğer taraftan Trump ve Orban’la aynı haleti ruhiyede olduğu yorumları yapıldı.
Minerva’nın Baykuşu
Miverva, bir Roma tanrıçası olup, siyaset felsefesinde olgunluk ve bilgeliği simgeler. Hemen hemen her defasında ‘Baykuş’ ile kullanılır. FvD’nin lideri Thierry Baudet seçim zaferi konuşmasında “Minerva’nın baykuşu, ancak gün baterken uçmaya başlar” cümlesini kullandı. Uzmanlar Thierry’nin Ondokuzuncu Yüzyıl Alman filozofu Hegel’e atfen, ‘bilgelik ancak olayların akabinde gelir’ demek istediğini söylüyorlar.
Adeta. geçmişte söylenenler eksikti, yetersizdi, Thierry yeni ve tam düşüncelere sahip!
Kuzeyliler – Boreale Dünya!
Thierry konuşmasında ‘Ülkemiz bir medeniyetler ailesinin parçasıdır. Ama, bizim boraele dünyamızdaki diğer ülkelerde olduğu gibi, bizi koruyacak olanlar tarafından yok edildik” cümlesini kurdu.
Siyaset felsefecisi Tinneke Beeckman, Boreale dünya ne demek? diyor. Thierry bu kavramla hangi mesajı veriyor?. Boreal eski Yunanca tanrıçasında, Kuzey rüzgarı olarak geçer. Homeros’un “Odyssea”sında kullanılır diyor Tinneke Beeckman.
Thierry bu ifadeleriyle, üstün olan beyaz insanın yani Kuzeylilerin, çok yönlü gelişmelerle tehdit edildiğini söylüyor.
Kendinden utanma
Salon’da, ‘Papagan gibi ödemek zorundayız, diyorlar ülkenin, ekolojik yüksek rahipleri ve güç arayan yöneticileri, Bu tam bir oikofobie yani kendinden utanmadır” diyen Thierry Baudet’ın konuşmasına alkışlar ve çığlıklar yağdı. FvD hareketinin lideri, oikofobie kavramını kullanarak, Avrupa’nın kendi kendini eleştirdiği ve utanma duygusuna kapıldığını söylüyor. Oysa Thierry’e göre Kuzeyliler, Avrupalılar üstündürler.
Tam da burada, FvD lideri kendisiyle çelişiyor. Bir taraftan Avrupalılar üstün diyor, diğer bir konuşmasında Avrupa Birliğinden çıkmalıyız diyor. Euro’dan Gulden’e geçilmeli diyor.
Sadece Avrupa konusunda mı çelişkili? Hayır. Thierry Baudet, hem elitlere karşı hem de kullandığı dil elitlerin dili. Kendini elitlerden sayıyör. Yani anlaşılması zor. Tartışmaları beraberinde getiren bir dil kullanıyor. Felsefi konuştuğunu zannederek, geçen yülyılın ilk yarısında kullanılan Ari ırkı, nazi kelimeleri, kavramları ve dilini çağrıştıran konuşması var.
Evet, Avrupa’nın diğer ülkelerinde de görüldüğü gibi Hollanda’da da yeni ırkçılığın yüzü, genç ve entellektüel görünümlü, ağır ve anlaşılması zor kavramlar kullanan yeni bir kitleyle karşı karşıyayız.
Paradoksal söylem ve eylemlere sahip bu yeni grup, göç ve mülteci karşıtı, Avrupa Birliği karşıtı olup eskiye özeniyorlar.
Muhtemelen bundan böyle, Avrupa’da ırkçılığın yeni yüzü bunlar olacak.