1915 olaylarına ve Ermeni meselesine ilişkin Mustafa Ayrancı’nın Osmanlı Devleti’nin ‘kıyım ve soykırım’ yaptığına dair açıklamalarına Hollanda Türk kamuoyundan tepkiler gittikçe büyüyor.
ALİ İHSAN ÜNAL’IN TEPKİSİ
Türk-Hollanda Dostluk Vakfı Başkanı Ali İhsan Ünal, dün Hollanda Türkiyeliler Birliği Başkanı Mustafa Ayrancı’nın yayınladığı 1915 olaylarına ilişkin yazıya çok ağır eleştiriler içeren bir basın açıklaması yayınladı.
“Vatan Hainliği Bedava Sanma İhanetin Bedeli Ağırdır” başlıklı yazıda Mustafa Ayrancı’ya çok ağır eleştiri ve ithamlarda bulundu. Ayrancı’yı vatan haini olmakla itham eden Ali İhsan Ünal “Osmanlı hergün bir insan öldürseydi şimdi ne Ermeni ne de Balkanlarda başka bir ırk kalırdı. Ayrancı bunları bilemez. 10 kişilik bir tabanı olmayan asıl amacı şahsi çıkarlarını elde etmek için kullandığı derneğin arkasına sığınarak ahkam kesmesi kolay. Haydi Ayrancıyı anlıyorum bir yerleri sızlıyor ihanetinden olsun veya ona bir görev verilmediğinden. Bundan böyle biz Hollanda Türk toplumunu temsil ediyoruz diyen dernek veya federasyonların Ayrancı gibi vatan hainleriyle aynı masaya oturmasına ve yan yana gelmesine ne demeli? Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!” dedi.
GÜVEN ÇİNİ’NİN TEPKİSİ
Akademi Kültür Eğitim Vakfı adına açıklama yapan ve açıklamasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Osmanli İmparatorluğu’nun yıkılış döneminde hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerine ilişkin açıklamasına da yer vere Güven Çini ise özetle şunları söyledi:
“Türkiye yüz yıl sonra ilk kez gerçek anlamda güç olma yolunda bir meydan okumaya girdi. Kendi geleceğini belirleme, kendini yeniden kurma yolunda harekete geçti. Osmanlı’yı parçalayanlar, Türkiye Cumhuriyeti’ni yüz yıldır rehin alanlar telaşlandı. Bir Türkiye korkusu sardı onları ve bu korku bir salgına dönüştü. Bu yüzden hep bir ağızdan, bir koro halinde Türkiye karşıtı tek bir operasyon yürütüyorlar.Bu yolda bütün kötülük çeşitlerini, fitne çeşitlerini, akıl almaz ihanet yöntemlerini içeride de dışarı da Ayrancı gibi piyonları kullanarak uyguluyorlar.”
GÖKSEL SOYUGÜZEL’İN TEPKİSİ
Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Göksel Soyugüzel ise yaptığı açıklamada ‘soykırım yaftası kabul edilemez ancak yine de tahriklere kapılmayın’ çağrısında bulundu. Göksel Soyugüzel şu noktalara değindi:
Birinci Dünya Savaşının 100. Yıldönümü nedeni ile her zamankinden daha hararetli bir şekilde gündeme getirilen trajik Ermeni meselesi kamuoyunu meşgul etmektedir. Tartışmaların seyri ve aktörlerine bakıldığında bunların genelde, maalesef dünün kışkırtmalarından sorumlu, bugün siyasi rant peşinde, iyi niyetli olmayan kimseler olduğu gözükmektedir.
Etnik kimliği korumak için, düşmanlık ve kin beslemek 21. Yüzyıl’da evrensel değerlerle bağdaşmamaktadır. Bugünün Ortadoğu’sunda yaşanılan karmaşık, kışkırtıcı etnik çatışmalar, aslında 100 yıl önce Ortadoğu’daki oyunların bir benzeridir. Emperyalist güçler yine devrededir. Dış odaklı güçler ve bazı şahısların amaçları birlik, kardeşlik ve harmoni içerisinde yaşayan Türk insanını kendi arasında ve başka halklarla birbirine düşürmektir. Bilimsel objektiflik ve karşılıklı empati ile konu irdelenmeli ve toplumların birbirlerini önce anlamaları sorunlarını çözmeleri teşvik edilmelidir. Suçlayıcı, önyargılı, ayrıştırıcı, bilinçsiz açıklama ve demeçler hiç kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi, insanlar arasına kin ve nefret tohumlarının ekilmesine vesile olacaktır. Bu ve benzeri taraflı açıklamalar ciddiye alınmamalıdır. Bu tartışmalarda aşırı ve rencide edici üsluptan kaçınılmalı ve kesinlikle tahriklere kapılınmamalıdır.” dedi.
DENİZHAN MURAT ÜRESİN’İN TEPKİSİ
Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Denizhan Murat Üresin ise yayınladığı uzun basın bildirisinde, sözde ‘Ermeni soykırımı propagandacısı’ olarak nitelediği HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı için çok ağır ithamlarda ve eleştirilerde bulundu. Denizhan Murat Üresin özetle:
“Türklerin Ermenileri soykırımdan geçirdiğini iddia eden Mustafa Ayrancı, tarihi gerçekleri çarpıtarak kamuoyunu yanlış yönlendirmeye kalkmış, Hollanda’da barış içinde yaşayan etnik grupları birbirine karşı kışkırtmaktadır. Mustafa Ayrancı, Türk milletine ve Türk toplumunun saygın sembollerine karşı eleştiri sınırlarını aşarak aleni şekilde hakaretler etmiş, toplumda gerginliğe yol açmış, provokasyon yapmıştır. Tarihe takılıp kalmak ve bunu tencir pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündeme getirmek, sürekli konuyu kaşımak nefret ve kini yaygınlaştırmak ve beslemek Ayrancı’nın üstendiğini söylediği toplumsal sorumluluktan uzaktan yakından ilgisi yoktur. Kendisi daha önce de şiddet uyguladığı polis tarafından tespit edilen kişilere ve şiddet eylemlerine sahip çıkmıştır. Üstelik bunu yaparken şiddet uygulayanları ve linçe girişenleri de masum göstererek kamuoyunu yalan beyanlarla yanıltmaya çalışmıştır. Böyle bir ahlaki temelden gelen bir kişinin sorumlu davranması zaten beklenemezdi. Ayrıca Ayrancı ileri yaşına rağmen oldukça cahil olduğunu kanıtlamıştır.” dedi.
MUSTAFA AYRANCI’NIN TEPKİSİ
Öte yandan dün tekrar bir basın bildirisi yayınlayan HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı kamuoyunda ve medyada Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği adına şahsına yöneltilen hakaret ve tehditler için polise başvuracağını açıkladı. Mustafa Ayrancı şöyle dedi:
“1915 yılında, Osmanlı Devleti’ni yöneten İttihat ve Terakki Fırkası’nın yöneticilerinin tertip ettiği Ermenileri göçe zorlama ve kıyıma uğratma kararının 100. Yılı nedeniyle yaptığımız açıklama, insan haklarını savunan ve vicdani olan insanlar tarafından anlayışla karşılandı. Bu konuda bizi arayan ve düşüncelerini paylaşan, dayanışmalarını gösteren bütün dostlarımıza içten teşekkürlerimizi belirtmeyi bir borç biliyoruz.
Ancak bunun yanında, olumsuz tepkilerini belirten, hatta hakaret ve tehditlerde bulunanların da olduğunu söylememiz gerekir. Ne yazık ki, hakaret ve tehditlerde bulunanların isimlerini tek tek tespit edip polise bildirmek zorundayız. Aslında bu ilk kez olan bir olay değildir. HTİB’in açıklamalarından,demokrat tavrından rahatsız olan birçok kimse geçmişte de aynı yönteme başvurdu ve polis tarafından tespit edilip, sorguya alındılar ve bunlar daha sonra bizden af dilemek durumunda kaldılar. Bu nedenle, bize hakaret ve tehditler savuranlara bunu hatırlatmak zorundayız.”