İOT, DSDF ve HTİB Paris’te düzenlenen terör saldırısını kınayan mesajlar yayınladır. İşte açıklamalar şu şekilde:
Dayanışma gösterilerine katılalım!
Fransa’nın başkenti Paris’teki mizah dergisi Charlie Hebdo çalışanları ile polislere yapılan korkunç saldırı, özgürlükleri savunan herkesi hedef almıştır. Bu korkak ve hunharca saldırı, düşünce ve basın özgürlüğüne her zamankinden daha fazla sahip çıkmamız gerektiğini göstermektedir. Saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan Rahmet, yaralılara şifa ve geride kalanlara, bol sabır ve kuvvet diliyoruz.
Bu feci saldırı, sahip olduğumuz özgürlüklerin ne kadar değerli ve kırılgan olduğunu bir kez daha bize göstermiştir. Bu kıymetli değerler kendiliğinden oluşmuyor. Kin ve nefretin yerini hoşgörüye bıraktığı açık ve demokratik toplum kazanımlarını korumak, tüm vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının etkili çabalarıyla mümkün olabilir. Kin ve nefret yayan aşırı çevrelere karşı hep birlikte duyarlı ve dirençli olmalıyız.
Düşünce ve basın özgürlüğünü hedef alan çevreler, din ve inanç özgürlüğü başta olmak üzere diğer özgürlüklere karşı çıkanlarla aynı temel anlayıştan esinleniyorlar.
Özgürlükler belli gruplar için değil, herkes için geçerlidir.
Tüm bu özgürlüklere sahip çıkmak amacıyla bu akşam saat 18.00’de Hollanda’nın bazı büyük kentlerinde yapılacak gösterilere herkesi katılmaya çağırıyoruz.
Emre Ünver
IOT Başkanı
Fransa’daki terör saldırısını kınıyoruz
Fransa’nın başkenti Paris’te mizah dergisi Charlie’ye yapılan terör saldırısını en sert biçimde kınıyoruz. Savunmasız yazar ve çizerlerlerin otomatik silahlar ile vahşice öldürülmesi kabul edilemez. Hiçbir gerekçe bu saldırıyı haklı çıkartamaz. Bu saldırı; özgür düşünceye yapılmış alçakça bir terör eylemidir. Saldırıda hayatını kaybeden basın emekçilerinin ve koruma polislerinin ailelerine baş sağlığı diliyoruz.
Özgür düşünceye saldırı
Bu saldırı sadece kalemi ile yaşamını sürdüren basın emekçilerine yapılmadı; bu saldırı barış içinde birlikte olmaya, demokratik haklara, özgürce düşünmek ve düşündüğünü söylemek hakkına yapıldı.
Nefret suçları artacak
Bu saldırı Avrupa kıtasında farklı kökenden insanların ortak yaşama isteğini yaraladı. Müsümanların barbar ve özgürlük düşmanı olduğu yönündeki ön yargılara haklı bir zemin sundu. Irkçı ve faşist grupların elini güçlendirdi. Bu barbar saldırıdan en çok zararı Avrupa’da yaşayan yabancı kökenli, müslüman kökenli azınlıklar görecektir. Nefret suçları artacaktır. Müslümanların toplu suçlu ilan edilmesi ve saldırılara uğraması tehlikesi büyümektedir.
Yöneticileri ve güvenlik güçlerini bu tür manipüle ve provakasyonlara karşı uyanık olmaya çağırıyoruz. Bize düşen sorumluluklar da var.
Meydan ırkçı ve faşist güçlerin eline bırakılmamalıdır.
Paris’deki terör saldırısı Avrupa’da yeni bir dönemin başladığını görüyoruz. Faşizme ve ırkçılığa karşı ortak yaşamı ve demokrasiyi savunmak en önemli görevimizdir. Bunun için DSDF olarak bu saldırıyı kınayan tepkilerin içinde demokrası güçleri ile birlikte yer alacağız.
Hollanda’da bulunduğumuz her yerde bir yandan terör amaçlı fanatik dini gruplara diğer yandan hortlayan Avrupa milliyetçiliğine, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı mücadele etmeliyiz. Bunun için köken ve inanç ayrımı yapmadan barış, demokrasi ve insan haklarını savunan kişi ve gruplarla birlikte bir demokrasi hattı oluşturmak gorevi önümüzde duruyor. Bunu başarmak zorundayız.
Nevzat Cingöz
DSDF Genel Başkanı
HTIB mesaji
Paris’teki barbarca saldırıyı şiddetle kınıyoruz
Paris’in göbeğinde ve gündüz gözüyle ‘Charlie Hebdo’ adlı karikatür dergisinin bürosuna saldırı düzenleyen teröristler, dergi çalışanlarının da içinde bulunduğu 12 kişiyi katlettiler ve birçok kişiyi de yaraladılar.
Bu saldırı, düşünce ve basın özgürlüğüne yöneltilmiş alçakça ve korkakça bir saldırıdır. Sadece düşünce ve basın özgürlüğüne karşı değil, aynı zamanda farklı düşünen herkese yöneltilmiş bir tehdittir. Bu saldırı, bir bütün olarak demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçlayan, farklı inanç ve görüşte olanları birbirine düşürmeyi amaçlayan provokatif bir eylemdir. Hollandalı Türkiyeliler olarak bu saldırıyı şiddetle lanetliyoruz ve herkesi bu saldırıya karşı aktif tutum almaya çağırıyoruz.
Bu saldırının Ortadoğu’da gerginliğin kanlı çatışmalara dönüştüğü, mezhepçiliğin arttığı, kiliselere, camilere ve sinagoglara karşı saldırıların yoğunlaştığı, Avrupa’da ise islamofobinin ve anti-semitizmin arttığı bir döneme denk gelmesi oldukça ilgi çekicidir. Medeniyetler ve dinler arası çatışmaları kışkırtanların giderek seslerini yükseltmeleri, popülist söylemlerin giderek dozunu artırması gözlerden kaçmamalıdır.
Unutmamak gerekir ki, farklı cephelerdeki radikal grupların söz ve eylemleri birbirini besleyen bir karaktere sahiptir. Taliban, El-Kaide, Boko Haram, IŞİD gibi radikal İslami grupların eylemleriyle, Avrupa’da İslam karşıtı gösteri yapan, camileri kundaklayan ırkçı, faşistlerin eylemleri arasında öz olarak hiçbir fark yoktur. Her iki kesim de farklı olana tahammül edemiyor ve şiddet kullanarak diğerini yok etmek istiyor. Bizim bu oyuna gelmememiz gerekir.
Biz HTİB olarak, hem Avrupa’da camilere, Müslümanlara saldıran ırkçı, faşist gruplara, hem de kendileri dışında herkese saldıran, kan döken radikal İslami gruplara karşı sürekli uyarılarda bulunduk ve bulunmaya devam edeceğiz.
Sözlerimizi eyleme dönüştürmek ve ortak çalışmalar yapmak için Hollandalı veya göçmen bütün örgütlere 16 Ocakta çağrıda bulunduk. En kısa zamanda biraraya gelip, birlikte neler yapabileceğimizi konuşacağız. Radikalizme, ırkçılığa, ayırımcılığa geçit vermeyeceğiz. Hiç kimse bizi susturamaz. Tarihte olan benzer kanlı oyunların bilincindeyiz ve bunun tekrarlanmasına asla izin vermeyeceğiz.
Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği (HTİB)