Başbakan Mark Rutte dün Metro gazetesine verdiği demeçte ilginç söylemlerde bulundu.
Ayrımcılık konusuna değinen başbakan çözümün Muhammed’de olduğunu iddia ederek sorumluluğu reddetti. “O konuda düşündüm ve bunu benim çözemeyeceğim sonucuna vardım. İkilem şu ki, çözüm Muhammed’in kendisinde. Hollanda’ya ‘ayrımcılık yapmayın, insanları kişiliklerine ve bilgisine göre yargılayın’ diyebilirim. Ama ayrımcılık olursa seçim Muhammed’in: hakaret edilmekten dolayı bırakmak ya da devam etmek. Yeni gelenler her zaman uyum sağlamak zorunda ve her zaman önyargılarla ve ayrımcılıkla karşılaşırlar. Kendi yerin için mücadele etmelisin.”
Burda doğan çocukların buralı oldukları sorusuna karşı ise “Dominant Hollanda kültürünü aktarmakta ve entegrasyonun boytuları konusunda kararlı olmalıyız” diyerek cevap verdi.
Geçtiğimiz günlerde başörtülü bir kızın işe alınmaması sorusuna ise yine kaçamak cevap veren başbakan başörtülülerin değil mini eteklilerin güvenliğini gündeme getirdi. Rutte’ye göre din ve devletin ayrı olması Yahudi-Hristiyan geleneğinin bir sonucu. Dolaylı olarak başörtüsüne, Yahudi-Hristiyan geleneğinde de, din ve devletin ayrı olduğu laik ülkede de yer olmadığını ima etti.
“Ben kadın-erkek eşitliğinden bahsediyorum. Dominant kültür başörtücük (hoofddoekje) hakkında bir şey söylemiyor, ama anayasada belirlenen Yahudi-Hristiyan değer ve normlar hakkında diyor. Örneğin din ve devletin ayrışması konusunda. Ya da geri kalmış bir semtte mini etekle güvenli bir şekilde yürüyebilir misin?.”
Göçmenlere fazla özgürlük alanı tanıdıklarını ima eden Başbakan Rutte şöyle dedi:
“Bir çok göçmen buraya geldiğinde özgürlüklerden memnundular. Ama biz onlara kadın erkek eşitliği, eşcinsel hakları, siyah-beyaz eşitliği konularındaki değerlerimiz konusunda yeterince açık olmadık. Mesela dinini yaşayabilirsin ama bu, başkasının özgürlüğünü kısıtlamak için bir sebep olamaz. Bu konuda yeterince açık anlatamadık. Nelere entegre olmanızı istediğimiz konusunu yeterince gösteremedik, Hollanda’da norm ve değerlerin neler olduğunu ve bunlara uymadığında problem olacağını da anlatamadık.”
Başbakan Rutte’nin, entegrasyonu tek taraflı olarak dominant kültürün beklentilerine ayak uydurmak olarak tarif etmesi, asimilasyon istediği yorumlarına neden oldu. Başörtüsüne laik devlet anlayışında da, yahudi-hristiyan geleneğinden geldiğini iddia ettiği toplumda da yer olmadığı anlamı çıkan sözleriyle “ayrımcılığın sorumluluğu size ait” anlamına gelen sözleri “Rutte, Wilders’i sağdan sollamaya çalışıyor” yorumlarına neden oldu.