Her yıl olduğu gibi bu yıl da, özellikle mayıs ve haziran ayları festivallerin ve eğlence etkinliklerinin sıklıkla organize edildiği dönemdir. Baharın gelmesi ve havaların ısınmasıyla insanlar park alanlarına, açık alanlara ve haliyle tabiata akın ediyorlar. Geçen yıl bu aylarda, Amsterdam ve Hollanda genelinde organize edilen festivalleri ele almıştım. Genelde Hollandalıların festivalleri yanı sıra, bizimkilerin de organize ettikleri etkinliklere değinmiştim.
Bu yıl ise, Hollanda Türklerin organize ettikleri festivallere değinmekle yetineceğim. Zira, organize edilen festivaller, bu köşeyi doldurmaya yetiyor.
Önümüzdeki günlerde organize edilen ve artık gelenekselleşen festivallerin sadece üç tanesi şöyle:
Turquoise Festival, 26 – 29 mayıs tarihleri arasında Den Haag’da,
Boven IJ Festival, 2 – 4 haziran tarihleri arasında Amsterdam’da,
Anadolu Festival, 16 – 18 ve 23 25 haziran tarihleri Amsterdam – Amstelveen’de yapılacak.
Hollanda’nın hükümet merkezi Den Haag’daki Zuiderpark’da organize edilen Turquoise Festival, 2018 yılından itibaren düzenleniyor. Festival, 1988 yılında kurulan Türk İslam Kültür Vakfının bir etkinliği. Etkinliğe geçmiş yıllarda Mustafa Yıldızdoğan ve Zara gibi ünlü isimler katılmış. Bu yıl da Murat Kekilli, Ali Kınık, Murat Dalkılıç ve diğer sanatçılar programda yer alıyorlar. Zuiderpark, Den Haag’da Hollandalılar ve diğer kültürel toplulukların sık sık festival organize ettikleri bir parktır. 1980 ve 90’lı yıllarda, Surinamlılar, on yıllarca Zuiderpark’da diğer göçmen topluluklara örnek teşkil eden MILAN Festivali düzenlemişlerdi.
Boven IJ Festivali ise, Türk işçilerinin 1960’lı yılların başlarında Hollanda’ya ilk geldikleri, toplu olarak çalıştıkları ve konakladıkları eski gemi tersanesi olan, Amsterdam’ın Kuzeyindeki NDSM bölgesinde yapılacak. Atatürk Caddesi ve Anıtı da bulunan NDSM bölgesi, günümüzde Amsterdamlı sanatçıların toplandıkları bir yerdir. Her hafta kültür ve sanat etkinliklerinden dolayı oldukça hareketli ve kalabalık olan bu bölgede organize edilen Boven IJ Festivali, Amsterdam’ın Kuzeyinde HDV Amsterdam Noord Kuba ve HDV Emir Sultan camilerinin birlikte inşa edecekleri, Amsterdam Noord Boven IJ Külliye ve Cami inşaatına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Geçen yıl Amsterdam’da, şiddetli yağmura rağmen yoğun bir katılımın olduğu Anadolu Festival, bu yıl dördüncüsünü Amsterdam-Amstelveen’de düzenleniyor. Aile ortamının hakim olduğu, çocukların doyasıya eğlendikleri Anadolu Festival, Amsterdam’ın meşhur ormanı ‘Het Amsterdamse Bos’da gerçekleşiyor. Anadolu zenginliklerinin, çeşitliliğinin ve kültürel birikiminin yansıtılmasının amaçlandığı Festivale 100 bin ziyaretçi bekleniyor. Bu etkinliğe de, diğerlerinde olduğu gibi Türkiye’nin tanınmış, sanatçıları, tv program yapımcıları ve ünlüler katılarak, Hollanda Türkleriyle hasbihal edecekler.
Elbette, bu festivallerin dışında, Zaandam Sultan Ahmet Camii, Maassluis Türk Kültür Derneği ve onlarca kuruluşun hayır çarşısı etkinlileri de festivaller arasında sayılabilir.
Bir yıl önceki festivallerle ilgili bir yazımda, Hollanda’nın bir ‘Festivaller Ülkesi’ olduğuna dikkat çekmiştim. Özellikle bu yıl 76’ncınsı yapılacak Holland Festival’ın, bu değerlendirmenin mihenk taşını oluşturduğunu belirtmiştim Zira Holland Festival bir ay süreyle, 1 Haziran – 1 Temmuz tarihleri arasında Amsterdam’ın farklı yerlerinde gerçekleşiyor. Böyle uzun bir organizasyonun ne denli zor bir organizasyon olduğunu, ancak bu tür etkinlikleri yapanlar bilirler. Ancak, Holland Festival 75 yılın birikmiş bir tecrübesinin ve uzmanlığının bir neticesidir elbette.
İşte böyle, organizasyonları mükemmele yakın bir şekilde yapılan bir ülkede yaşayan Türk topluluğu da, ister istemez bir çok alanda olduğu gibi (birlikte çalışma kültürü hariç) festival organizasyonlarından nasibini alıyor. Yaygın olan “Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan” atasözümüz misali, Hollanda Türkleri festival organizasyonlarından olumlu bir şekilde etkilenmişlerdir. Artık, her yıl özellikle yaz tatili öncesi organize edilen festivaller, Hollanda Türkleri sosyolojisinin kaçınılmaz bir parçası olmuştur. Temennimiz, organizasyonların sürdürülebilir bir yapıya bürünmesidir. Bir başka temennim ise, farklılıklara rağmen birlikte çalışabilmeyi, siyasi-dini-kültürel grup nefsi emaresini en kısa vakitte kırmalarıdır.