Hollandanın Arnhem kentinde her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve üç gün süren Arnhem Türk Festivali ve Türk Günü Yürüyüşü uzun zamandır Hollanda ve Türkiye kökenli aşırı sol örgütlerin militanca karalama ve engelleme çabalarıyla karşı karşıya kalmaktaydı. Daha önce konuyla alakalı festival yönetiminin yaptığı açıklamada:
‘On yılı aşkın bir süredir yaşadığımız Arnhem kentine ve sakinlerine kaliteli bir festival organizasyonuyla katkı sağlamak ve katma değer yaratmak maksadıyla Türk Festivalini düzenlemekteyiz. Festivalimiz geçen sene ilk defa büyük çapta Park Presikhaaf‘daki geniş yeşil alanda gerçekleşti. Üç gün süren festivalimizi 20.000’in üzerinde misafir ziyaret etti. Bu sene ise festivalimizi 22, 23 ve 24 Haziran tarihlerinde düzenleyeceğiz. Festivalimizin ayrıca son gün etkinlikleri kapsamında geleneksel olarak Mehter eşliğindeki Türk Günü Yürüyüşü de Musis Sacrum Konser Binası önünden Park Presikhaaf etkinlik alanına doğru tertip edilmektedir.
Dünyanın münferit yerlerinde benzer festivaller düzenlenmektedir ve Arnhem’de bu dünya şehirlerinin gerisinde kalamazdı. Bu yüzden şehrimize böylesine renkli, Türk mutfağının çeşitli lezzetlerinin tadıldığı ve Türk kültürünün doyasıya yaşandığı, coşkulu bir etkinliği kazandırdığımızdan dolayı mutluyuz. Yiyecek ve içecek stantlarımızın haricinde de çeşitli şirketlerinde ayrıca stantlarını bulabilirsiniz.
Her sene resmi mercilerle ve polisle etkinliğimizin sorunsuz gerçekleşmesi için çok sıkı temas içerisinde oluyoruz. Bugüne kadar herhangi bir sorunla karşılaşmış değiliz. Etkinliğimiz yereli ve bölgeselliği aşarak daha ziyade ülkesel hatta uluslararası bir boyuta ulaştığını söyleyebiliriz.
Arnhem’in tanınırlığını arttırmayı Arnhemliler olarak kendimize vazife olarak görmekteyiz. Bundan dolayıdır ki onbinlerce ziyaretçinin şehrimizi ziyaret etmesi bizim için mutluluk kaynağıdır. Kenarda durup bakınma dönemleri bizim açımızdan bitmiştir. Artık birer yurttaş olarak Arnhem’in kültürel hayatına katkıda bulunmak başlıca görevlerimizden biridir.
Tabi bugüne kadar toplum yarına hiçbir şey yapmayanlar için bunların ne yazık ki bir karşılığı yoktur. Bu söylemlerin onlara birşey ifade etmediği gibi yüzlerce gönüllünün seferber olduğu bir etkinliği alçakça itham etmekte bu şeref yoksunlarının çekinmedikleri bir davranıştır. Etkinliğimiz Hollanda yasalarının koymuş olduğu çerçeve içerisinde hareket eder ve şeffaf bir yapıya sahiptir. Bize karşı yöneltilen suçlamaları şiddetle reddediyor, karalama ve şeytanlaştırma hareketlerini kınıyoruz.
Bu vesileyle de bu asılsız iddiaları yapanlara tutarlı olmaları yönünde uyarı yapmak istiyoruz. Vaktinizi kültürel aktiviteler içeren yasal etkinliklerli karalamakla geçirmeyin, enerjinizi yasadışı terör örgütlerinin sıklıkla Arnhem’de düzenledikleri gösteri ve yürüyüşlerine tepki vererek harcayın. Zira asıl bu tür eylemler toplumumuzda gerginliklere ve ayrıştırmaya sebebiyet veriyor.
Bizlere şuursuzca yöneltilen ithamlar ve suçlamaları şiddetle reddediyoruz. Etkinlğimizi karalamak amaçlı faaliyetlere bakacak olursak ellerinden geleni yaptıklarını söyleyebiliriz. Belli ki Hollanda kamuoyundaki sön dönem artan Türk ve İslam karşıtı söylemin bazı çevrelerde fazlasıyla karşılık bulmasından dolayı bu konuyu kaşıyarak Arnhem Türk toplumu hedef gösterilmek istenmiştir. Artık Türk adını taşıyan her faaliyete şaibeli, faşist, ırkçı, yahudi ve ermeni düşmanı gözüyle bakılır olmuştur.
Festivalimiz sadece Hollanda Türk toplumu tarafından benimsenilmemiştir, özellikle artan sayıda yerli Hollandalıların da teveccühüne mazhar olmuştur. Ayrıca Hollanda Türk toplumunun değişik katmanlarından ve kesimlerinden de köken, inanç ve siyasi görüş bakımından farklı mensubiyetleri bulunan insanlarımızın da yoğun bir şekilde katılım sağladıklarını söyleyebiliriz Sadece ülke geneliyle kısıtlı kalmadığımızı, komşu ülkelerden de ziyaretçilerimizin olduğunu ayrıca ifade etmek isteriz. Herşey kardeşçe ve huzur içerisinde geçmektedir.
O yüzden festivalimizde karşı ön yargılı olan ve yıkıcı ifadeler kullanan bazı arkadaşları etkinliğimize davet etmek istiyoruz. Gelin 22, 23 veya 24 Haziran tarihinde Türk Festivalini ziyaret edin, bizim bir çayımız için. Ön yargılarınızın azalacağından eminiz. Park Presikhaaf’da görüşmek üzere!” diye açıklama yapmıştır!
BİR AVUÇ MİLİTAN BAŞARIYA ULAŞAMADI!
Sosyal ve yerel medyada yoğun bir karalama kampanyası neticesinde Arnhem Türk Festivalinin çeşitli aşırı sağ ve aşırı sol çevrelerce yasaklama taleplerinin dillendirilmesine kadar gidilmiştir. Hatta Sosyalist Parti (SP) milletvekili Jasper van Dijk, Sosyal İşler Bakanı Koolmees’e Türk Festivali hakkında soru önergesi sunmuştur. Türk karşıtı yasadışı örgütlerin etkisinde kalan Sosyalist Parti (SP) iki sene önce de yine Türk Festivalini, terör örgütü PKK’ya yakınlığı ile bilinen milletvekili Saadet Karabulut’un girişimleriyle, engellemeye çalışmıştı.
Arnhem Türk Festivali’ni yoğun bir gayretle kriminalize ederek medya da gündem oluşturmaya çalışan bazı militan çevreler, Arnhem Belediye Meclisine de ulaşarak ırkçı ve İslam karşıtı Wilders’in Özgürlükler Partisi’nin (PVV) ve Sosyalist Parti’nin (SP) birlikte bu konuyu Arnhem Belediye Meclis gündemine taşımalarını sağlamıştır. 20 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen oturumda DENK/Verenigd Arnhem Grubu adına söz alan Arnhem Belediye Meclis Üyesi Yıldırım Usta çok sert ifadelerle şunları söyledi:
PVV siyasi hendeklerde siper almıştı, SP ise gözetliyordu. İkisi de saldırı vaktini bekliyorlardı. Sayın Başkan, beklenen an gelmişti! İleride düşman Türk’ün sancağı görünmüştü! Acaba yabancı düşmanı sağ’ı ve yabancı düşmanı sol’u da içine alan bu ‘şer ittifakından’ ilk önce hangisi saldırıya geçecekti? Aslında gizlice çoğulculuktan nefret eden SP mi yoksa kökleri Hristiyan-Yahudi geleneğinden olmayanların yaşam hakkının olmadığı bir toplum tasavvuru olan PVV mi?
Gelderland Eyalet Meclisi PVV Grubu’nun ‘Valide Kraliçesi’ Faber teyze’nin yardımıyla Wilders Tugayı’nın Arnhem Birliği ilk ateşi açtı ve SP de bu birlikteliğin harekatına katıldı. Konu Türk ve İslam düşmanlığı olunca birleşebilen bu ittifak partilerine bravo diyoruz!
Sayın Başkan,
Bugün yine ikiyüzlülüğün fevkalde bir örneğini görmekteyiz. Kanaatimiz o dur ki bazı partiler aşırı taşkınlık gösteren siyasi-şizofrenik sonuçları olan bir ruh halinde bulundukları yönündedir.
Parti gruplarına sormak isteriz! Arnhem ve Hollanda kamuoyunu aylarca meşgul eden, ırkçı ve İslam karşıtı eylemleri ile tanınan PEGIDA’nın, Arnhem Ayasofya Camii önünde iftar vaktinde domuz eti pişirmek suretiyle nefret mangalı eylem düşüncesi ile alakalı bu konuyu neden meclis gündemine taşımadılar?
Sayın Başkan,
Gerek duyulmadı çünkü söz konusu ‘korkunç müslümanlar’ olunca onlara, toplum içindeki pozisyonlarına tahammül edildiğinin hatırlatılması gerekiyordu. Bunun bir lütufmuş gibi algılatılması gerekiyordu. Uslu, itaatkar ve sessiz bir şekilde camilerde kızarmış domuz etinin kokusunu oruçlu oruçlu içlerine çekmeleri gerekiyordu!
Sayın Başkan,
Sosyalist Parti Grubu kültürel bir etkinlikle uğraşacağına tutarlı bir davranış sergileyip Arnhem’de iki ay da bir düzenlenen, AB ve Hollanda İstihbaratı (AIVD) tarafından da terörist örgüt olarak tanınan, terör örgütü PKK’nın gösterileri hakkında tavır almaya davet ediyoruz. Asıl terör eylemlerini öven bu tür gösteriler toplumu geriyor ve provokasyona açık oluyorlar.
Sanatını icra etme özgürlüğü, fikir özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, kendin olabilmek, tüm bu değerler söz konusu müslümanlar olunca ve ‘bütün kötülüklerin müsebbibi’ Türkler olunca ne yazık ki hiçbir şey ifade etmemektedir.
Sayın Başkan,
Devamlı Türk toplumunu kriminalize etme ve karalama çabaları toplumsal barışımızı tehlikeye atmaktadır ve toplumumuzdan uzaklaşmayı beraberinde getirmektedir. Festival’in organizatörleri sokaklara PEGIDA gibi nefret saçmak veya provoke etmek için çıkmadılar. PVV gibi anayasamıza ters söylemlerde, ibadethanelerin kapatılması ve dini kitapların yasaklanması gibi, bulunmadılar. Ya da SP gibi zaten şeffaf olan Arnhemdeki camileri köklü denetime tabi tutmak için eski Doğu Almanya İstihbarat Teşkilatı’nın yöntemlerinin benzerini Arnhemde uygulayacak olan yerel bir istihbarat birimi kurulmasını istemediler.
Sayın Başkan,
Bu konuyla ilgili bilgi eksikliği ve kirliliği olduğu aşikar. Zaten doğru bilgi edinme çabası da kimse de yok. Çünkü bu iş azim ister ve objektif bir şekilde değerlendirme yapabilme becerisi ister. Bunlar bu arkadaşlarda nerede? Bunlara odaklanılcağına interneti kirleten marjinal gruğların militanca söylemlerine en sansasyon arayan gazetecilere kulak verilmektedir.
Yıllardır sorunsuz bir şekilde organize edilen bir festivalle alakalı tarafsız bir tavır içerisinde değil de tamamen ideolojik bir tutum içerisinde yaklaşıldığı ve her türlü davranışın sergilendiği kesin bir şekilde kendini gösterdi
Sayın Başkan,
Ne kadar manidardır ki özellikle ‘kültür harcamaları ve politikalrı’ konusunda bile birbiriyle anlaşamayan partiler konu Türk Festivali olunca aynı cephede yer aldılar. Demek ki karşıt görüşmüş gibi lanse edilen partiler Arnhemdeki kültür alanında bile Türk öğesine yer vermemekte anlaşabiliyorlar.
Sayın Başkan,
Sözümü bitiriyorum. Herkes bir etkinliği ziyaret edip etmemekte özgürdür. Bu konu hakkında da fikir sahibi olunabilinir. Lütfen ileriki zamanlarda diyaloğu ve istişareyi ihmal etmeyelim, bilakis teşvik edelim. Bizim yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde festival yönetimi, her türlü yapıcı fikire ve tavsiyeye, kulak verecekleri konusunda taahütlerini bildirdiler.
Sert tartışmaların yaşandığı Arnhem Belediye Meclisinde PVV ve SP bir tarafta, DENK/Verenigd Arnhem diğer tarafta ateşli ifadelerin kullanıldığı bir oturum gerçekleşti. Yeni Meclis Başkanı Daniel Becker’in, Hristiyan Birlik (CU), gelen tepkiler ve sataşmalar üzerine Yıldırım Usta’nın sözünü kesmek, kullandığı ifadelere müdahele etmek ve oturma ara vermek suretiyele kürsü dokunulmazlığı ve ifade özrgürlüğü prensibine aykırı davranışlarda bulunduğu gözlemlenmiştir. Yıldırım Usta PVV partisini eleştirirken sıklıkla nazi Almanyasına atıfta bulunduğu için ve SP’yi eleştirirken de Doğu Almanya’ya atıfta bulunduğu için tepki almıştı. Yoğun medya ilgisinin olduğu açık oturuma Türk toplumunun da gerekli ilgiyi gösterdiği görüldü. Yaklaşık 100’e yakın Türk’ün izlediği oturum daha sonra sakin bir şekilde sona erdi. Belediye Başkanı Marcouch’un ilerleyen zamanlarda Meclis Başkanıyla birlikte Usta’ya yapılan haksızlıkla ilgili görüşme talep edebileceği bekleniyor.