Rotterdam Erasmus Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin iki kız öğrencisi ‘uygulama’ dersinin bir bölümünden muaf tutulmak isteyerek fakülteye başvurdular. Ancak fakültenin dekanı öğrencilerin talebini reddetmişti. Hakim bu kararı geçersiz saydı.
Söz konusu derste öğrenciler birbirlerini muayene ediyorlar. Müslüman kız öğrenciler, ders sırasında soyunup bir erkek öğrenci tarafından muayene edilmek istemediklerini ve sadece kız öğrenciler tarafından muayene edilmek istediklerini belirterek, dersin o bölümü için muafiyet istediler. Fakülte dekanı başvuruyu reddetti.
Genç kızlardan bir tanesi baskılar sonucu derse katılıp dersi aldığını ama yaşadığı bu travmayı daha sonraki öğrencilerin yaşamaması için davaya devam ettiğini açıkladı.
Gazetemize açıklama yapan avukat Rasim Küçükünal geçmişte bu derse hiç katılmadan mezun olan öğrencilerin dahi olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Küçükünal, böyle bir davanın daha önce görülmediğini de belirterek “Öğrencilerin anayasal hakları olan din ve inanç özgürlüğü ve bedensel dokunulmazlık hakları göz ardı edilerek Fakülte’deki uygulamalara öncelik verilmiştir. Üniversite, öğrencilerin anayasal haklarını göz ardı edip karar vermiştir” dedi.
Uzun süre diyalogla meseleyi çözmek isteyen öğrenciler, bir kısım hocaların keyfi tutumu yüzünden mahkemeye başvurmak zorunda kaldığını belirttiler. Mahkeme, iki kız öğrenciyi haklı bularak fakültenin olayı yeniden değerlendirmesi gerektiğine karar verdi.
Mahkeme, fakültenin prosedürel hata yaptığını, muafiyet kararının dekanın değil, Sınav Komisyonu’nun vermesi gerektiğini belirterek davayı iade etti. Sınav Komisyonu, önümüzdeki dönemde muafiyet talebini yeniden değerlenirecek. Hakim, Sınav Komisyonu’nu anayasal haklarını göz önünde bulundurarak karar vermeleri gerektiği konusunda da uyardı.
Olayın bir başka boyutu da yine medyada veriliş şekli idi. Bazı gazetelerin olayı ‘Müslüman öğrenciler muayene yapmak istemiyorlar’, ya da ‘Müslüman öğrenciler dersi reddediyorlar’ şeklinde yansıtmaları üzerine olumsuz yorumlara neden oldu.
Diğer yandan özel hayatın gizliliği esasını hiçe sayarak, öğrencilerin kimliklerini izinsiz bir şekilde bir kısım gazetecilere veren fakülte yönetiminin de sonradan öğrencilerden özür dilediği ortaya çıktı.