Almanların Bir Oldu Bittiyle Osmanlı’yı Savaşa Dahil Etme Oyunu:
Almanya ve Osmanlılar arasında planlanan bir çıkar birliğine rağmen, Osmanlı İmparatorluğu’nda savaşa karışmak istemeyenlerde vardır fakat, yönetime hakim olan İttihat ve Terakki gurubu Almanların yanında savaşmaya kararlıdır. 28 Haziran 1914’te Saraybosna’da Avusturya Veliahtı Ferdinand ve eşi bir suikasta kurban gider ve bu cinayet savaş sebebi olarak görülür, savaş başlar. 11 Ağustos 1914’te Alman zırhlı donanması Goeben ve Breslau Akdeniz’de İngiliz gemilerinden kaçarak İstanbul’a gelir ve İngilizler donanmanın kendilerine teslim edilmesini isterler. Osmanlı yönetimi müttefiki olan Alman gemilerini vermeye yanaşmaz, 16 Ağustos 1914 Goeben ve Breslau satın aldığını, onlara Yavuz ve Midilli isimlerinin verildiğini açıklar.
Diğer taraftan Goeben’in Komutanı ünlü Amiral Souchon ise Osmanlı orduları donanma Komutanlığına getirilir. Gemilerdeki tüm Alman subaylara, Osmanlı üniforması ve fes giydirilir, Alman uyanıklığı ile esas oyun o andan itibaren başlar. 27 Ekim 1914’te Yavuz ve Midilli önderliğindeki Alman-Osmanlı ittifakının filoları Karadenize çıkar ve Sivastapol başta olmak üzere Rus limanlarını bombalar. Böylece Gemiler Rus Çarlık filosu ile savaşa başlar. Neticede komplo tutar, Osmanlı Almanya’nın safında Ruslara karşı fiilen savaşa sürüklenmiş olur. Osmanlı tamamen Almanların oldu-bitti oyunuyla ve İttihat ve Terakki yönetiminin sonuçlarını hiç de iyi hesap edemediği bir savaş macerasına sürüklenmiş olur.
Sarıkamış Faciası:
Aslında savaşın başlarında Alman ordusu “Schlieffen Planı” diye adlandırılan bir stratejiyi uygulama çabasındadır. Bu plana göre ordunun gücünü bölmemek için önce Fransa vurulacak, daha sonra Osmanlı ordularıyla birlikte Ruslarla çarpışılacaktır. Ancak bu plan tutmaz, Fransızlar Alman orduları karşısında beklenmedik bir şekilde direnir ve mukavemet ederken, diğer taraftan da Ruslar Galiçya üzerinden Almanları sıkıştırarak ilerlemeye başlar. Rusların ilerlemesini durdurmak için Almanlar, Osmanlı ordusunu Kafkaslar üzerinden Rus ordusunu arkadan vurması için sıkıştırmaya başlar. Zaten İstanbul’da Osmanlı ordusunu fiilen Liman von Sanders ve Fritz Bronsart von Schellendorf önderliğinde ki Alman Genel Kurmayı misyonerleri yönetmektedir. Onların baskısıyla Enver Paşa en elverişsiz şartlarda 1914 Aralık ayında facia ile sonuçlanan Sarıkamış harekatını başlatır. Kimi kaynaklarda 90 bin, kimi kaynaklara göre ise 40 bin Osmanlı askeri donarak ölür.
1915 yılı Ocak-Şubat başlarında Rus ordusu Doğu Anadolu’da ilerleyerek Erzurum, Bingöl, Van ve Bitlis’i işgal eder. Rusların ilerlemesinde en büyük katkı ve destek bölgedeki Ermenilerden gelmiştir. Ermeniler Rus Ordusuna yardım etmekle kalmamış, Türk ve Müslümanlara yönelik katliamlar gerçekleştirmişlerdir. Rus ordusu içinde Türklere karşı zalimliğiyle ün yapan bir Ermeni tugayı vardır. Bu tugayın bölgedeki Türk ve Müslümanları camilere doldurarak yaşlı, çocuk, ve kadın ayrımı yapmadan diri, diri yakması, Rus subaylarının bile isyanına sebep olmuştur.
Çanakkale Savaşı:
1915 baharında Rus orduları Doğu Anadolu’yu işgal ederken, İngiliz donanması da Batı’dan Çanakkale’ye çıkarma yapar. İngilizlerin amacı Boğazları ele geçirip Ruslara lojistik destek hattını açmak ve Almanları yenilgiye uğratmaktır. Ancak İngilizler Çanakkale de Türklerden beklemedikleri bir direnişle karşılaşırlar. Çanakkale Ordularının Komutanı o sırada Alman Genarali Liman von Sanders olmasına rağmen, Yarbay Mustafa Kemal Komutasındaki 19. İhtiyat Tümeninin başarıları Çanakkale’yi geçilmez kılar.
18 Mart 1915’te Türkler İngilizlerin ilk taarruzunu püskürtürler. 19. İhtiyat Tümeninin Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, Çanakkale’de İngilizlerin stratejik kara taarruzunu süngü hücumu ile önleyerek “Çanakkale Geçilmez” destanının yaratıcısı olur. Ancak Almanlar Çanakkale’de edilen başarıya rağmen yine de endişe içerisindedirler. Doğu Anadolu’yu Rus-İngiliz ittifakına kaptırma tehlikesi henüz giderilememiştir. Rusların Anadolu’da Ermeni komitacıların sağladığı destekle ilerlemeleri endişeyle izlenmektedir.
Rus-İngiliz ve Batı ittifakının kışkırtması ve destekleriyle, Ermeni Kilisesi terör faaliyetlerini organize ederek komitacılara destek vermektedir. Osmanlı ordusunu arkadan vuracak toplu bir Ermeni ayaklanması ihtimali vardır ve bu ihtimal en büyük tehlikedir. Rus-İngiliz ittifakı Anadolu’yu Doğu ve Batıdan cendereye alma taktiği uygulamaktadır. İttifak Ermenileri bu kıskacı tamamlayan güç olarak kullanmak istemektedir. Alman Askeri Heyeti bu tehlikeye dikkat çeker ve bu tehlikenin bertaraf edilmesine önem verir. Çünkü Rusların Anadolu’da ilerlemesi büyük ölçüde Ermeni Komitacıların sağladığı destek sayesinde gerçekleşmiştir. Almanlar vaziyetin farkında oldukları için, olası topyekün bir Ermeni ayaklanması daha ciddi sonuçlara gebe olacak ve savaşın sonucunu tayin eden kötü bir sonuç olacaktır. Anadolu elden çıkacağı gibi, Almanlar da savaşı kayıp edeceklerdir.
Üçüncü bölümde: Ermeni, Rus İşbirliği ve Tehcir Kararı İşlenecek.