Atilay Uslu’nun Rusya’daki Soçi Kış Olimpiyatları’nda başından geçenler, Hollanda ve Türkiye basınında geniş yankı bulmuştu. Aynı delegasyonda Rusya’da bulunan usta gazeteci İlhan Karaçay olayların perde arkasını ve olimpiyatları nasıl yaşadıklarını anlattı.
Vasat bir organizasyon
Olimpiyatlara muhteşem tesisler inşa edilerek başlanan Rusya’da, organizasyon için ‘muhteşem’ demek çok zor. Hatta çok ‘vasat’ bir organizasyondan söz edebiliriz. Öncelikle şunu söyleyeyim: Rusya’nın en ünlü tatil beldesi olarak gösterilen Sochi, bırakın bizim yoğunluklu turistik beldelerimizi, turizmden nasibini almamış olan Mersin kadar dahi turistik değildir. Havalimanı, Adana havalimanından daha küçük. Havalimanındaki tuvalette bir pisuar ve bir de kabin var. Millet ihtiyaç gidermek için kurukta bekliyor.
Olimpiyat tesislerinin bulunduğu yere tren ile gidenler, garın önünde sadece 2 adet taksi bulabilirler. Üçüncü bir taksi yok. Biz 16 kişilik bir ekiptik. Gitmek istediğimiz Hollanda’nın ‘Heineken Huis’ isimli toplantı merkezine iki taksi ile 8 kişi olarak gidebildik. Atilay Uslu ve diğerleri toplantı merkezine yarım saat yürüyerek gidebildiler. Düşünün bir kere, olimpiyatlar sırasında bile istasyonlara ekstra taksi konulması bile düşünülememiş. 6 adet dev geminin otel olarak kullanıldığı limanda da durum aynıydı. Kaldı ki bu 6 gemide tam 15 bin kişi konaklıyor. Ayrıca, liman alanına meşrubat ve sandviç satacak bir baraka bile düşünülememiş.
Rusça’dan başka dil konuşamayan görevliler ve halk, sanki votkanın etkisi ile uyuşmuş gibiler. 1967 yılında gittiğim Çin’de, Mao’nun Kültür İhtilali’ni yaşamıştım. Mao, uyuşturucu müptelası olan çinlileri uyandırmış ve çalışmaya zorlamıştı. Çin’in bugün geldiği yeri hep berebar izliyoruz. Kim bilir, belki de Ruslar’ı votka etkisinden kurtaracak bir lider bekleniyordur. Bu lider Putin mi olur, bir başkası mı, bekleyeceğiz ve göreceğiz.
İlginçtir ki, çok daha kuzeyde olmasına rağmen Sochi’de havalar, Mersin ve Antalya’dan daha sıcak. Kayak yapılan pistlerde karlar eridiği için pistlere kar taşınıyor. Yüksek dağlarda da sıcaklık nedeniyle karlar eriyor. Her şeye rağmen, Rusya ve Putin’in, bu olimpiyatlardan yüz akı ile çıkacaklarına inancımızı yitirmiyoruz.
İngiliz BBC Televizyonu’nun, ‘Kış olimpiyatları tarihinde hiç altın alamamış Türkiye’ olarak anons ettiği kış sporları oyuncularımızın, başarılı olmalarını dilediğimiz Sochi’den, yine de iyi ve güzel haberler vermek bana düştü sanıyorum.
Neydi bu güzel haberler?
Kış olimpiyatlarında her zaman altın, gümüş ve bronz madalya almakta olan Hollanda milli takımına, bu kez en çok sporcuyu Corendon Spor Kulübü verdi.
Corendon iki Türk ortaklı iki havayolu ve bir de tur operatörlüğü firması olarak Türkiye’ye en çok turist taşıyan bir kuruluştur.
Düşünebiliyor musunuz, Türk bayraklı bir kulübün Hollanda milli takımına en çok oyuncu vererek tarihe geçtiği bir olimpiyatta, Hollanda milli takımına madalya yağdı. Aralarında Corendon’un oyuncularının da bulunduğu Hollanda milli takımı, özellikle buz pateni yarışmalarında, neredeyse tüm madalyaları topladı. Bu yorum-haber’i yazdığım sırada, Hollanda’nın 4 altın, 3 gümüş ve 5 bronz madalyası vardı.
Hollanda milli takımına verdiği oyuncular sayesinde (dikkat ediniz, sponsor demiyorum) gündeme gelmek isteyen Corendon, çok ilginç bir tesadüftür ki, bir başka olayla dünya medyasına konu oldu. Konu, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Sochi’deki vilasının duvarına işeme konusuydu.
Nasıl yaşanmıştı bu olay?
Türk medyasına eksik yansıyan bu haberde, duvara işeyen Atilay Uslu’dan ‘seyirciymiş’ gibi söz edildi. Kaldı ki, Atilay Uslu, Hollanda milli takımına en çok oyuncu veren Corendon Spor Kulübü’nün de sahibiydi.
Madalya kazanan oyuncularının başarısını kutlamak için birlikte kadeh kaldırmıştık Atilay Uslu ile. Gece yarısı yollarımız ayrıldı. Biz otelimize, Atilay da birkaç Hollandalı dostuyla oteline gidiyordu. Ne var ki, içilen içkilerin doldurduğu mesaneler acı içindeydi. Etrafta WC’ler de olmayınca, kurtuluşu sokakta işemede buldular. Arkadaşları yol kenarındaki otomobillerin arkasında işlerini görürken, Atilay Uslu çareyi duvara işemekte buldu.
Atilay Uslu’nun anlatımına göre, boyları ve genişlikleri ikişer metre gibi görünen ızbandut gibi 5 güvenlük görevlisi kendisini kameralarda görünce koşarak geldiler ve ensesinden yakalayıp karakola götürdüler.
Tam bir saat sorgulanan Atilay Uslu, orada bulunan ve Türkçe bilen bir güvenlik görevlisinin yardımıyla derdini anlattı ve bir kasıt olmadığını söyledi. Atilay’ın cebindekiler ve 3000 eurosu masa üzerinde duruyordu. Bu paranın, Hollandalı müşterilerine bilet almak için üzerinde olduğunu söyleyen Atilay Uslu, görevlilerin ‘Topla evraklarını ve paranı git’ dedikleri zaman çok sevinmişti.
Masa üstündekileri aceleyle toparlayıp cebine yerleştiren Uslu, oteline vardığı zaman, saydığı parasından 1000 euro çalınmış olduğunu gördü. Uslu’nun hiç umurunda değildi parasının çalınmış olması. ‘Rus polisinden kurtuluşum en büyük kazançtı’ diyordu Atilay Uslu.
Atilay Uslu’nun kaldığı otelde, Hollanda’nın en büyük gazetesi De Telegraaf’ın muhabiri de vardı. De Telegraaf gazetesi ertesi gün bu haberi birinci sayfanın üst köşe manşeti yaptı. Bundan sonra da tabiiki dünya medyası bu habere odaklandı.
Atilay Uslu ve haliyle Corendon bu haber ile dünya gündemine oturdu. Ama daha sonra kendi takım oyuncularının kazandığı madalyalar ile de Corendon’a Hollanda’da sevgi seli aktı.
Putin kızmadı ve Corendon forması da giydi
Dünya medyasında olduğu gibi, Rusya medyasında da çeştli şekillerde yorumlanan bu haber, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e aktarıldı. Herkes Putin’in kızacağını sanıyordu ama, ertesi gece Hollanda Kralı Willem Alexander ile kutlamalara katılan Putin’in üzerinde Corendon formasını görenler, Putin’in villasının duvarına işeme olayını hiç de önemsemediğini anladılar.
Corendon’un sahiplerinden Atilay Uslu seyirci değil, Hollanda milli takımına en çok oyuncu veren kulübün sahibi olarak Sochi’deydi.
İşte Corendon takımı
Corendon’un ortaklarından Atilay Uslu, kendisi ile yaptığım özel söyleşide, Hollanda milli takımına çok sayıda sporcu veren kulüplerinin, bundan sonraki faaliyetlerini diğer Avrupa ülkelerine taşıyacağını söyledi. Eskiden buz pateni yarışmalarında söz sahibi olan Norveç, İsveç, Danimarka ve Almanya gibi ülkelerden artık şampiyon çıkmadığını belirten Uslu şöyle devam etti: ”Bu branşta sadece Hollanda’nın başarılı olması halinde, buz pateni yarışmalarına karşı ilgi azalabilecek. Bunun için bu sporu diğer ülkelerde de güçlendirip cazip hale getirmek gerekecek. Biz takımımıza Belçika, Fransa ve Almanya’dan da sporcular transfer edeceğiz. Biz, özellikle pistlerin virajlarında hızı kesmeye yarayan, çok pahalı özel yapım patinaj ayakkabılarından bolca satın aldık. Bu patinaj ayakkabıları ile çok daha iyi antreman yapılıyor ve başarıya ulaşılıyor.
İleride daha pek çok şampiyonlar çıkararak, Hollanda’ya madalyalar kazandıracağız. Kim bilir beki de bir kaç Türk’e bu sporu öğretiriz ve Türkiye’ye de ilk kez madalyalar kazandırırız.”