Doğu-Batı Çelişkisi

Günümüzde Batı’nın özgürlük anlayışıyla Doğu’nun özgürlük anlayışını karşılaştırırken çelişkiler ve çifte standartlarla karşılaşmakta mümkündür. Batı, demokrasi ve insan hakları gibi kavramları savunurken, bazen çıkarları doğrultusunda bu ilkelerden sapabilmektedir. Örneğin, bazı Batı ülkeleri, demokrasi ve insan hakları adına diğer ülkeleri eleştirirken, aynı zamanda kendi politikalarında çifte standartlar uygulayabilmektedir.

Batı’nın aydınlanma süreci ve tarihsel gelişimini dikkate alarak Batı ve Doğu’nun özgürlük anlayışını irdeleyen İbni Rüşd ve İbni Sina gibi düşünürlerin özgürlüğe bakış açısıyla ele alan bir yazı yazmak istedim. Çok fazla felsefi derinliğe inmeden her kesimden insanın anlayacağı bir dil ve uslup kullanacağım.

Bana göre Batı’nın tarihsel gelişimi ve Aydınlanma süreci, bilimsel ve felsefi düşüncenin evrimsel değişim geçirmesiyle gerçekleşmiştir. Batı uygarlığını diğer bir değimle aydınlanmasını, özgür fikir ve özgür düşünceleri akıl ve mantığın süzgecinden geçirerek teolojik dogma ve otoriteye karşı baş kaldırı olarak değerlendirmek yanlış olmaz.

Batı’nın kendi içerisinde otuz yıl savaşlarını, Katolik Kilisesinin engizisyonlarını, Kopernik’in, Galileo’nun başına gelenleri ve daha pek çok şeyi gördük mü gördük. Ama Batı bir aydınlanma yaşadı, hesap kesti. Herkes haddini bilecek dendi ve Rönesans, aydınlanma gerçekleştirildi. Neticede batıdaki bu uyanış özgürlükler ve bireysel haklar anlamında, her türlü oteriteye rağmen insanın doğuştan elde etti tabi hak ve değerler olarak kabul gördü.

Doğu ise, İbni Rüşd ve İbni Sina gibi alimlerin ortaya koydukları özgürlük alanlarını açma cesaretini hâlâ daha gösteremedi. Örneğin, İbni Rüşd, fikirlerin özgür bir şekilde ifade edilmesini savunmuş ve akıl ile din arasındaki çatışmaları tartışmıştır. İbni Sina ise bilginin doğru yolu akıl ve deneyim yoluyla bulabileceğini savunmuş ve insanın özgür iradesine vurgu yapmıştır. Buna rağmen doğu kastedilen manada Rönesansını gerçekleştiremedi.

Ancak, günümüzde Batı’nın özgürlük anlayışıyla Doğu’nun özgürlük anlayışını karşılaştırırken çelişkiler ve çifte standartlarla karşılaşmakta mümkündür. Batı, demokrasi ve insan hakları gibi kavramları savunurken, bazen çıkarları doğrultusunda bu ilkelerden sapabilmektedir. Örneğin, bazı Batı ülkeleri, demokrasi ve insan hakları adına diğer ülkeleri eleştirirken, aynı zamanda kendi politikalarında çifte standartlar uygulayabilmektedir.

Diğer yandan Batı’yı eleştirenler de eleştirirken çift standarta kaçabilirler. Örneğin, Batı’nın özgürlük ve demokrasiye olan inancını eleştiren bir birey, aynı zamanda Batı’nın teknolojik ve ekonomik üstünlüğünden faydalanabiliyor veya Batı’nın kültürel ürünlerini tüketebiliyor. Bu durum, bireylerin eleştirilerinin samimiyeti ve tutarlılığı konusununda bazı çelişkileri ortaya çıkartıyor.

Sonuç olarak, Batı’nın tarihsel gelişimi ve Doğulu düşünürlerin perspektifi, özgürlük anlayışı ve çifte standartlar konusunda önemli bir tartışma alanı oluşturuyor. Bu konuları anlamak ve eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmek, küresel düzeyde daha adil ve tutarlı bir yaklaşım geliştirmekle mümkün olsa gerektir vesselam.




Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

error: Content is protected !!
Haber her gün e-postanıza gelsin

Haber her gün e-postanıza gelsin

Yeni haberleri e-postanıza ulaştırmamız için mail adresinizi girmeniz yeterli.

You have Successfully Subscribed!