Yeni yıl, yeni umutlar ve yeni bir başlangıçla geldi. Ancak, sorunlu ve soğuk bir 2023 yılını geride bıraktık ve ne yazık ki, birçok acı haksızlık ve zorluk hala devam ediyor. Filistin’de İsrail hükümeti tarafından işlenen insanlık suçu ve soykırım, Ukrayna-Rusya savaşı, Çin’de Uygur kardeşlerimize yönelik zulüm, Türkiye’nin dibinde Irak’ta Türkmen kardeşlerimize yapılan zulüm gibi sorunlar canımızı acıtan, dünya genelinde endişe verici bir boyut kazanmış durumda.
Anavatanımız Türkiye’de ise terör saldırıları, kaybettiğimiz onlarca canlarımız, oportünizm, toplumsal kutuplaşma ve çözülemeyen ekonomik sorunlar, özellikle enflasyon, 2024’te Türkiye’nin gündemde kalacak gibi görünüyor.
Yurdumuz Hollanda’da ise 2023’te Rutte hükümetinin düşmesi ve seçimlerde “ırkçı” söylemleri olan PVV partisi kasım seçiminde birinci parti olmasıyla, yurdumuzun Hollanda demokrasi anlamında “erozyonu” başlamış oldu. Ortaya çıkan sonuç 150 sandalyeli meclis ağırlığı sağ partilerden (Partij voor de Vrijheid (PVV) 34, Volkspartij voor Vrijheid en Democratie (VVD) 24, BoerBurgerBeweging (BBB) 7, Christen Democratisch Appèl (CDA) 5, Forum voor Democratie (FVD) 3, Juiste Antwoord 21 (JA21) 1 ve Staatkundig Gereformeerde Partij (SGP) 3 oluşan partiler 77 sandalye ile secimi kazandı. Doğal olarak hükûmeti kurmak için birinci parti olan PVV biran evvel kolları sıvadı.
Buradaki temel sorun ise PVV liderinin ve yöneticilerin yıllardır etnik kökenli Müslümanlara karşı söylem ve yaklaşımları idi, Faslılar hakkındaki daha az daha az Faslılar (minder, minder Marokkanen), Camilerin kapatılması, İslam’ın “varoluşsal tehlike” gibi söylemleri anayasaya aykırı söylemler ortada olduğu surece kesinlikle bu (PVV) partiyle hükûmet kurmayacaklarını ve bu kurulacak kabinenin içinde de olmayacaklarını secimden önce ve sonrası defalarca söylemelerine rağmen koalisyon görüşmelerine başlamışlardır. Bu davranış birçok kişiyi, özellikle de etnik kökenli Türk, Faslı ve diğer Müslümanlara soğuk duş etkisi yaratı. Bu davranışı yapan parti ve şahıslara kesinlikle bir Hipokrit diyebiliriz.
Tüm bu zorluklara rağmen, 2024’ün umut dolu, sağlıklı, huzurlu ve mutlu günlerle dolu bir yıl olmasını dilerim. Bu yılın, sadece insanlar için değil, tüm canlılar için umut dolu bir yıl olmasını Allahtan temenni ediyorum.
2023 de dikkat çeken bir diğer konu ise Hollanda’nın 2024’te, dünya genelindeki acıları, yoksullukları ve açlıkları göz önüne alarak, büyük bir meblağı (105 milyonu) havaya atmış olması. Ancak, bu eğlence anlayışı, gösterişli havai fişek gösterilerine katılan insanların maruz kaldığı yaralanmaları da beraberinde getiriyor. Elbette bu davranış “eğlence” bu tür ülkelerin kültüründe ve geleneğinde vardır. Gençliğimde oldukça çok havai fişek atmışlığım vardır.
Anlamakta zorlandığım bir diğer konu ise, bazı Müslüman ülkelerin, Noel’de çam ağacı süsleme ve yeni yılı kutlama gibi konulara yüksek sesle “günah, kafir işi” diyerek karşı çıkarken. Aynı ülkelerin (Sudi Arabistan, Katar, Dubai, Fas, Mısır, Lübnan gibi Müslüman ülkeler) kendi içlerinde benzer kutlamaları ağaç süslemeleri yapmaları, bu tur davranışları “hipokrit” davranış olarak görünüyor.
Anavatanımızda ve gurbetteki bazı vatandaşlarımız Türkiye’deki yeni yıl kutlamalarını şiddetle eleştirirler, amma ne hikmetse aynı davranışı bu ülkeleri yapınca herhangi bir eleştiri ve söz söylemezler. Acaba bu ülkelerin Hipokrit hastalığı bu arkadaşlara da geçmiş olabilirlermi? Uzmanına sormak gerek ben bilemiyorum!
Hipokrit de nedir diyenler elbette olacaktır. Wikipedia da “Hipokritlik: İkiyüzlülük veya mürailik kişinin sahip olmadığı duygu, düşünce, erdem değer veya özellikleri, sanki sahipmiş gibi davranması veya sahip olduğunu iddia etmesidir”.
Secim konumuza dönersek Hollanda’da koalisyon görüşmeleri, Noel ve yeni yıl tatili
(22 aralık – 15 Ocak 2024) nedeniyle ara verildi. Ancak, bu aranın ardından Koalisyon kurma (informateur) görevini yürüten Bay Ronald Plasterk ve koalisyon adayı partiler hala tatil olmasına rağmen 12 Ocak 2024 Hilversum’daki Landgoed De Zwaluwenberg’ de başlayacak olan koalisyon görüşmeleri, etnik kökenli Müslüman seçmen arasında bu koalisyonun kurulamayacağı düşüncesiyle genel olarak karşılanıyor. NSC lideri Pieter Omtzigt’in, PVV’nin parti programının Anayasa’ya (Nederlandse Grondwet’e) aykırı söylemler içerdiği gerekçesiyle bu partinin koalisyon içinde olmaması gerektiği ve koalisyonun olmayacağını dikkat çekiyorlar. Lakin, burası Hollanda bazen ülke, bazen de partilerin çıkarı için her şey olabilir. Asırlardır ittifaklar “Polder Modeli” geleneğini düşünerek, ne olacağını bekleyip göreceğiz.
Tabii ki de “Anayasa” vatandaşların temel haklarını belirleyen ve koruyan en önemli unsurdur.
Anayasanın 1 maddesi: “Hollanda’daki tüm kişilere eşit durumlarda eşit muamele edilir. Din, inanç, siyasi görüş, ırk, cinsiyet, engellilik, cinsel yönelim veya başka herhangi bir nedenle ayrımcılığa izin verilmez.”
Partiler ne kadar sağcı ne kadar milletçi, daha kötüsü ne kadar ırkçı olurlarsa olsun ülkenin anayasanı yukardaki 1. Maddesiyle vatandaşlara korumaktadır.
Dolayısıyla, siyasiler, PVV lideri Geert Wilders gibi seçimi büyük bir çoğunlukla kazansalar bile Anayasa’yı yok sayama eylemleri, kendi çıkarlarına göre bazı yasaları kabul edip, bazılarını reddetmeleri, demokratik bir ülkede en büyük tehlikelerdendir.
Dünya bu tur davranışları sergileyen Hitlerle en acı bir şekilde yasamıştır!
Eğer birisi seçimi kazandı diye, kendine göre beğenmediği yasaları yok sayarsa “Anayasayı” tartışır hale getirirse ortada tarafsız ve bağımsız bir anayasa kalmaz.
Anayasa ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kalan biz Müslümanların sığındığı tek korunağıdır.
Aksi durumda hiç kimse güvende hissetmez ve olmaz!
Sonuç olarak, anayasal değerlere ve demokratik ilkelerin korunması, her türlü siyasi eğilime rağmen önemlidir.
2024 yılının, herkes için eşit, adil ve barış dolu bir yıl olmasını temenni ediyorum.
Sağlıkla, huzurla ve eksiklerine rağmen her zaman Anayasada kalın,