Kısacası Avrupa Türkleri teyakkuz halindeydi.Yukarıda değinilenlerin yanı sıra, bir önceki yorumumda da ifade ettiğim üzere, kendiliğinden ortaya çıkan Türkiye sevgisi ve aidiyeti gözlemlendi bu süre zarfında. Öncelikle, kutuplaşmış olarak bilinen Türkler bu afet sonrası birlik ve beraberlik içinde oldular. Tam bir seferberlik ve dayanışma hali ortaya koydular. Bir başka gelişme ise, ikinci ve üçüncü nesil Avrupa Türklerinin, tahmin edildiğinden öte bir aidiyet örneği sergilemeleriydi, bu süreçte. Öyle ki, Avrupa’daki Türk gençlerinin ortaya koydukları bu davranış değerli yazar Fuat Bekir’in sık sık ifade ettiği, “Türkiye sevgisi imandandır” tespitinden başka bir şey değildi.Bütün bunlar ve tabii ki bu satırlara sığmayan daha fazlası, çok haklı olarak “Avrupa’lı Türkler iyi ki varsınız” cümlesini kurmamıza yetiyor herhalde.
Gazetemiz HABER, bu sayısında “Avrupalı Türkler iyi ki varsınız” manşetiyle, anavatanımızda meydana gelen büyük deprem ve Avrupa’daki Türklerin aidiyet gereği yaptıkları yardımlara dikkat çekti. Sosyal sorumluk misyonuna sahip bir medya organından da, bu beklenir elbette. Bu vesileyle deprem olduğu günden itibaren Türkiye’deki ve Hollanda’daki gelişmeleri anında sayfalarına taşıyan redaksiyonumuz ve meslektaşlarımıza teşekkür etmek isterim.
Malum, 6 Şubat tarihinde Türkiye’mizin on ilinde ve komşumuz Suriye topraklarında insanlık tarihinde eşine az rastlanan büyük bir deprem oldu. Tarifi çok zor bir acıyla karşı karşıyayız. Bu büyük afet, başta Türkiye, komşu ve dost ülkeler olmak üzere gönül coğrafyamız ve Avrupa’da yaşayan Türkleri de harekete geçirdi.Şükürler olsun, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkler arasında yapılan, ayni ve nakdi yardımlar, dualar, gıyabi cenaze namazları, kampanyalar ve programlar hiç durmadı. Ülkesel Türk kuruluşlarının yanı sıra, bir çok sivil ve gönüllü oluşum, deprem sonrası Avrupa’nın her köşesinde canla başla çalıştılar. Öyle ki, Türkiye’deki evlerini depremzedelere tahsis edenler olduğu gibi, bölgeye gidip bizzat görev yapanlar da oldu Avrupa Türklerinden…
Bunlarla sınırlı değildi yapılanlar şüphesiz. Türkler yaşadıkları belediye yönetimlerini, çalıştıkları şirketleri, tanıdıkları Avrupalı dostlarını da harekete geçirdiler. Bu çerçevede, örneğin bir çok Hollanda belediyesi, şehirde ikamet edenlerin sayısı kadar nakdi yardımda bulundular. Listeler sosyal medyada yayınlandı. Televizyonlarda yapılan tartışma programlarında bir hafta boyunca bütün dikkatler Türkiye ve Suriye’deki depreme çekildi.
Göreve daha yeni başlayan (2 Şubat 2023) Lahey Büyükelçimiz Selçuk Ünal da, televizyonların ana haber bültenlerine sık sık konuk oldu.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve Maliye Bakanı Sigrid Kaag başta olmak üzere, Türklerin yardım kampanyalarını ziyaret ederek, desteklerini gösterdiler. Birlikte çalışan Hollanda yardım kuruluşları 15 Şubat akşamı saat 20.30 – 22.15 arasında “Türkiye ve Suriye’de Deprem Mağdurlarına Yardım” ulusal kampanyası yaparak Giro 555 hesabında yaklaṣık 108 milyon kadar Euro topladılar. Kampanya, Hollanda televizyonlarından NPO, RTL ve SBS ortak canlı yayınıyla yapıldı.
İşte Hollanda’dan verdiğimiz bu ve benzeri örnekler, Türklerin yaşadıkları bir çok Avrupa ülkesinde de yaşandı. Kısacası Avrupa Türkleri teyakkuz halindeydi.Yukarıda değinilenlerin yanı sıra, bir önceki yorumumda da ifade ettiğim üzere, kendiliğinden ortaya çıkan Türkiye sevgisi ve aidiyeti gözlemlendi bu süre zarfında. Öncelikle, kutuplaşmış olarak bilinen Türkler bu afet sonrası birlik ve beraberlik içinde oldular. Tam bir seferberlik ve dayanışma hali ortaya koydular. Bir başka gelişme ise, ikinci ve üçüncü nesil Avrupa Türklerinin, tahmin edildiğinden öte bir aidiyet örneği sergilemeleriydi, bu süreçte. Öyle ki, Avrupa’daki Türk gençlerinin ortaya koydukları bu davranış değerli yazar Fuat Bekir’in sık sık ifade ettiği, “Türkiye sevgisi imandandır” tespitinden başka bir şey değildi.Bütün bunlar ve tabii ki bu satırlara sığmayan daha fazlası, çok haklı olarak “Avrupa’lı Türkler iyi ki varsınız” cümlesini kurmamıza yetiyor herhalde.
Türk Dünyasının bir parçası ‘Avrupa Türkleri’ olarak, bir kez daha, büyük afet neticesinde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa, bölgede çalışanlara güç ve kuvvet, devletimize ‘ebed müddet’ dileriz. Bu vesileyle, acımıza bir damla su serpmesi için, gönül insanı Ken’ân Rifâî’nin şu tasavvufi sözlerini hatırlamak isteriz: “Allâh’ın murâdından başka bir şey olmaz.Eğer o, bir şeyi böyle murâd etmişse olur. Beyhûde telâş.. Eğer o bir şeyi öyle murâd etmemişse olmaz. Yine beyhûde telâş..Sen ikisinin ortasında bağdaş kur, otur.”Milletimizin başı sağ olsun.