Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 84. yılında tüm dünyada olduğu gibi Hollanda’da da anıldı. Rotterdam’da gerçekleştirilen anma töreninde Türkiye Cumhuriyeti Rotterdam Başkonsolusu Aytaç Yılmaz konsolosluk binasındaki saygı duruşundan sonra yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Kıymetli vatandaşlarımız, Değerli mesai arkadaşlarım, Sevgili konuklar,
Bugün Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 84ünci yıldönümünü anmak üzere bu programı düzenlemiş bulunuyoruz. 10 Kasımların, Atatürk’ün 57 yıllık o kısa ama dolu dolu hayatını, mücadelesini ve milletimize kazandırdıklarını anımsama ve doğru anlama bakımından önemi büyüktür. Ne demişti Atatürk?: “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır”. Cumhuriyetimizin kurucusu, 10 Kasım 1938 tarihinde saat 09.05’de Dolmabahçe’de vefat etti. Ancak arkasında gözü yaşlı bir millet ve en büyük mirasım dediği büyük bir Cumhuriyet bırakmıştır.
İmparatorluğun çöküş döneminde hayata gözlerini açan Atatürk’ü, kimi zaman fikir üreten genç bir kurmay subay, kimi zaman imparatorluğun çeşitli cephelerinde çarpışmış bir komutan, kimi zaman umutsuzluğa düşmemiş ve tam tersine umutsuzluk içindeki bir halkı ortak bir amaç uğrunda toplama kabiliyetini göstermiş gerçek bir lider ve en sonunda yeni bir yönetim kuracak kadar kendine güvenen, reformist ve ileri görüşlü bir devlet adamı olarak görmekteyiz.
Onun anlaşılması Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesinin ve şimdiki zamanının anlaşılması demektir. Tam bu noktada onun şu ifadelerini hatırlamamız yerinde olacaktır: “Beni görmek demek, mutlak yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız bu kafidir. Yine İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal…İkinci Mustafa Kemal, Onu ben kelimesiyle ifade edemem. O ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal Odur”.
Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan liderler, bugün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise, sevgi ve saygı uyandırarak, Türk milletini, bilim çağıyla tanıştırmaya gayret edip, varlığını teminat altına almaya yöneltmiştir.
ABD Başkanı Franklin Roosevelt, Atatürk’ün vefat haberini aldıktan sonra şunları söyleyecektir: “Benim üzüntüm iki türlüdür; önce böyle büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır. Beyaz Saray’daki görevim tamamlanınca ilk yapmak istediğim şey, zamanımızın bu en dikkate değer şahsiyetini ülkesinde ziyaret etmekti. Kader buna izin vermedi. Bu çapta insanlar dünyaya sık gelmezler.”
Atatürk’ün zorluklara teslim olmayan, mücadeleci ve kurucu vasıflarını gençlerimize ve çocuklarımıza iyi anlatmalı, Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmak için üzerimize düşen sorumlulukları hep birlikte yerine getirmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerimizi sunuyor ve aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Beni dinlediğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.”
Amsterda’da ise, 1970’li yıllarda Amsterdam Noord semtinde bulunan Atatürk Kampı’nda kalan ve oradaki NDSM gemi tersanesinde çalışan vatandaşlarımız anısına dikilen “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” anıtı önünde anma töreni düzenlendi.
Törene Amsterdam’daki Türk Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı ve T.C. Amsterdam Başkonsolosu Engin Arkan ve konsolosluk çalışanlarından bazıları katıldı. Amsterdam Başkonsolosu Engin Arıkan konsolosluk adına anıta çiçek bırakıp saygı duruşunda bulundular.
Konsolosluk çalışanları çalışma günü olması sebebiyle Konsolosluk binasında saygı duruşunda durdular ve Atatürkü birlikte andılar.Atatürk anıtında bir konuşma yapan Başkonsolos Engin Arıkan şu ifadeleri kullandı: “Hollanda Türk Toplumunun Değerli Mensupları, Kıymetli Vatandaşlarımız, Bugün burada, Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin 84. Yıldönümünde anmak üzere biraraya geldik. Amsterdam’dan ve diğer şehirlerden Hollanda Türk toplumunun kıymetli mensuplarını burada birarada görmek büyük mutluluk veriyor. Atatürk, bir Osmanlı subayı olarak Libya’da, Balkan Savaşlarında, Çanakkale başta olmak üzere 1. Dünya Savaşı cephelerinde savaştığı günlerden, tüm Anadolu’da Kurtuluş Savaşımıza önderlik ettiği günlere, Cumhuriyetimizi ilan ettiği 29 Ekim 1923’den, yeni reformları hayata geçirdiği günlere ve son nefesini verdiği 10 Kasım 1938 tarihine kadar hayatını Türk Milletine adamış büyük bir komutan, büyük bir devlet adamıydı. Vizyonuyla, kararlılığıyla ve cesaretiyle Türk milletinin kaderini değiştirmiş büyük bir mücadele adamı ve devrimciydi. Tarih boyunca hiç esir düşmemiş, egemenliğini yitirmemiş Türk milletini, şartlar ne kadar zorlu olursa olsun kimsenin esir düşüremeyeceğini dünyaya ispatlamış bir liderdi. Onun Anadolu’da yaktığı özgürlük meşalesi daha sonra Asya ve Afrika’da da nice milleti derinden etkilemiştir. Atatürk’ün her alanda hayata geçirdiği ve geriye dönerek bakınca imkansız gibi görünen reformlar, Türk milleti için ve özellikle kadınlarımız, gençlerimiz ve çocuklarımız için yeni bir çağın kapısını açmıştır. Atatürk’e, tüm dava ve silah arkadaşlarına şükran borçluyuz. Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basışından itibaren Türkiye’ye ve Türk Milletine yön veren vizyonu, bugünümüzde de yolumuzu aydınlatmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, her türlü tehdide ve bölgesindeki olumsuz gelişmelere rağmen gelecek yıl Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yıldönümünü kutlayacaktır. Bu şüphesiz, büyük Atatürk’ün çizdiği istikametin, belirlediği ilkelerin ve gösterdiği muassır medeniyet hedefinin sonucudur. İnsanlık 2022 yılında hala savaşlarla sınanırken, bu anıtta yazdığı gibi Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüyle Türkiye bölgesel ve küresel barış girişimlerine öncülük etmektedir. Büyük Atatürk’ün bizlere bıraktığı mirasa sahip çıkmak, onu geliştirmek hepimizin sorumluluğudur. Bu bilinci gençlerimize ve çocuklarımıza da aktarmamız gerekmektedir. Bu sorumluluğun gereği olarak, Aziz Atamıza layık olmak için daha çok çalışmak, daha çok üretmek ve ülkemizi muasır medeniyetler yolunda daha da ileri götürmek, Türkiye’de ya da yurtdışında, hangi yaşta olursak olalım her birimizin görevidir. Bu vesileyle, bu anıtın yapılmasını sağlayan ilk nesil vatandaşlarımızı da saygıyla anıyorum. Bugün onları anlatan bir fotoğraf sergisinin açılışını bu törenin ardından NDSM binasında yapacağız. Atatürk Anıtının yenilenmesiyle ilgili bir süreç devam ediyor. İsmail Ercan Bey bu süreci takip ediyor. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu 10 Kasım’da Amsterdam’da Başkonsolos olarak son kez anma törenine katılıyorum. Amsterdam’daki görevim bu ay sonunda sona eriyor. Anıtın yenilendiğini görevim sırasında görebilmeyi isterdim. Ancak, görevliler değişse de, bu anıt hep burada olacak ve Hollanda Türk toplumu Atasını burada anmaya ve onun yolunda ilerlemeye hep devam edecek. Önemli olan da budur. Sözlerime son verirken, başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ülkemiz için, bayrağımız ve vatanımız için tarih boyunca mücadele etmiş tüm büyüklerimizi ve kahramanlarımızı şükranla ve rahmetle yadediyorum. Sizleri saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum”.
Atatürkü anma törenin ardından vatandaşlar topluca Dam Gallery de sergilenen birinci kuşak gurbetçilerin fotoğraf sergisini görme fırsatı buldular. NDSM’de bulunan Dam Gallery’de “ilk kuşak misafir Türk işçiler ve NDSM” temalı fotoğraf sergisi açılışı yapıldı. Ziyaretçiler sergilenen resimleri izleyerek geçmişlerini hatırladılar.
Ayni saatlerde T.C Deventer Başkonsolosluğunda da bir anma töreni düzenlendi. Törene Başkonsolos Tuna Yücel Modrak, konsolosluk çalışanları ve Başkonsoloslukta hazır bulunan vatandaşlar katıldılar Törende Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duruşunda duruldu , daha sonra Başkonsolos Tuna Yücel Modrak bir konuşma yaparak şunları ifadeleri kullandı: “Değerli Vatandaşlarımız, Kıymetli Mesai Arkadaşlarım, Bugün 10 Kasım. Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, aramızdan ayrılışının 84’üncü yıldönümü. Bu kederli günde O’nu, sonsuz saygı, sevgi, şükran ve rahmetle anıyoruz. Atatürk’ü, üstün liderlik vasıfları, ileri görüşlülüğü, insani değerlere verdiği önem, düşüncelerindeki evrensel boyut hiç şüphesiz insanlık tarihinin en önemli liderlerinden biri yapmıştır. Bu istisnai vasıfları sayesinde çok kısa sayılabilecek ömrüne sığdırdığı başarılar diğer mazlum milletlerin özgürlük ve bağımsızlık mücadelelerine de büyük ilham kaynağı olmuştur. Atatürk’ü tarihe iz bırakan bir lider ve komutan yapan en büyük özelliği ise milletine duyduğu sonsuz güven ve inançtır. Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı Kurtuluş Savaşı’nı çok zor şartlarda Türk Milleti’yle omuz omuza vererek kazanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur. Atatürk’ün en büyük ideali, Türkiye’yi birlik ve beraberlik içinde, müreffeh bir ülke olarak muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaktı. Bu nedenle, 10 Kasım, Atatürk’ü andığımız bir matem günü değil, O’nun en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni geliştirip büyüterek geleceğe taşıma azmimizi tazelediğimiz, O’nun fikirlerini ve eserlerini bir kez daha idrak ettiğimiz bir gün olmalıdır. İşte bizler bu bilinçle, Cumhuriyetimizi daha güçlü ve müreffeh hale getirmek için genç yaşlı demeden, geçmişte en zor şartlarda verilen mücadelelerden aldığımız ilham ve geleceğe yönelik güçlü iradeyle, yılmadan ilerlemeye devam etmeliyiz. Ayrıca, Cumhuriyetimizi sonsuza dek yaşatmak, Atatürk’ün bize sunduğu değerleri korumak ve bizden sonraki kuşaklara aktarmak için de tüm gücümüzle çalışmalıyız. Türk halkı, Kurtuluş savaşımızın önderi, eşsiz kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve omuz omuza mücadele ettiği silah arkadaşlarını, vatanımız için canlarını veren kahraman şehitlerini ve gazilerini hiçbir zaman unutulmayacak ve gönlünde daima yaşayacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, ebediyete intikalinin 84. yıldönümünde Yüce Atamızı bir kez daha rahmet, minnet ve sevgiyle anıyor, aziz hatırası önünde saygı ve şükranla eğiliyorum. Ruhu şâd olsun”.
HABER: Sedat Tapan