Çağdaşlık ve Modernitenin dayatmasıyla Tanrıyı unutan insanlık, bana göre Corona Virüsünün ilahi mesajını da okumalı. Çünkü İlâhi iradenin onca uyarılarını dikkate almayan gurur ve kibir bataklığında boğulmuştu sanki insanlık.
Kavimleri helak’a götüren azgınlık ve sapkınlıkta adete yarış halindeydik. Fıtrata uymayan sapkınlıklara bireyin cinsel tercihidir diyerek, lût kavminin çocuklarıyız diye pankartlar açıp, ilahi iradeye kafa tutmakla lût kavimini hatırlattık.
Mal-mülk, makam-mevkî şan-şöhret sahibi olunmasına şükür edecekken Ad ve Semûd kavimleri gibi, şükür yerine büyüklük taslayıp mülkün gerçek sahibine isyan ettik.
Şeytana bile rahmet okutacak günah deryalarına daldık. Zalimin zulmüne bana dokunmayan yılan mantığıyla baktık.
Cesedi sahile vuran Aryan bebeklerin dünyasını kan ve gözyaşıyla suladık. İlahi adaletin çocuklara işlemeyen bir virüsle tecelli etmesine zemin hazırladık.
Etrafımızın, çevremizin Barut ve Kan kokusuyla kirletilmesine isyan edip, dur diyecekken, burnumuzu tıkayarak Gayretullahı gücendirdik.
Doğayı, çevreyi, denizleri, hatta uydularla uzayı kirletip, diğer canlıların hak ve hukuklarını gaspettik.
Şimdi tabiat misliyle bizden intikam alıyor, hem de bizim kendi metodumuzla nefesimizi keserek.
Corona Virisü üzerinden belki de kıyamet denemesine tâbî tutuluyor insanlık. Virüse karşı önerilen tedbirler hafızalarımıza “Kulakları sağır eden o ses geldiğinde, işte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır” (Abese 80/33-37) ayetini hatırlatmıyor mu?
Hasılı, kula bela gelmez hak tâlâ yazmayınca, hak tâlâ bela yazmaz kul azmayınca dedikten sonra kısaca, “Hak Tâlâ hem kendisini, hem de temizlik imandan gelir” buyruğunu hatırlattı demek isterim.
M. Yazarel