Den Haag Din Hizmetleri Müşavir Vekili, Rotterdam Din Hizmetleri Ataşesi ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkan Vekili Dr. Mehmet Malkoç, görev süresinin sona ermesi dolayısıyla Hollanda’ya veda etti.
Rotterdam HDV Laleli Camii konferans salonunda düzenlenen veda törenine, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, T.C. Deventer Başkonsolosu Zafer Ateş, Den Haag Din Hizmetleri Müşavir Vekili ve Deventer Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Yusuf Acar, HDV Yönetim Kurulu üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri, din görevlileri, HDV şube yöneticileri, basın mensupları ve vatandaşlar katıldı.
Dr. Malkoç duygu, sevgi, minnet ve şükran dolu konuşmasında özetle şunları söyledi: “22 Yıldır Diyanet camiasının içindeyim. Bizim valizimiz her an gidecek gibi hazır, hizmetlerimiz hiç gitmeycek gibi son dakikaya kadardır. Buraya tayinim çıktığında Diyanet İşleri Başkanımız, ‘ Bir gün 24 saat ama sizler gittiğiniz yerlerde 36 saat çalışacaksınız’ demişti ve ben de bu doğrultuda çalıştım” dedi.
Avrupalı Türklerin 50 yıllık göç serüveni hakkında da izlenimlerini aktaran Malkoç; “Daha önceleri ‘yaşadığınız ülkelerin dilini öğrenin’ diyorduk şimdi ‘anadilinizi unutmayın’ diyoruz. Sizlerin buralara gelişiniz sebepsiz değil. Kendi iradenizle geldiniz ama onunda üstünde bir irade var. Sizler rızkınız için geldiniz ama o irade sizleri aslında görevli olarak buralara gelmenizi istedi. 50 yılda kök saldınız, yaptıklarınız ve bıraktığınız eserler ortada, bana da bu güzel eserleri bırakan insanlara hizmet etmenin onurunu yaşattınız” dedi.
Birlik beraberliğin önemine de değinen sayın Malkoç, gelecek 50 yılda Avrupalı Türklere hedeflerini gösterdiği konuşmasında, “Bir ve baraber olursak her türlü yaramızı sararız. Buraları da geldiğiniz şehirler, ülkeniz gibi sevin. Gençlerimizi milli şuur, bilgi, fikir üreten, sanata ve ilme karşı ilgili bir pozisyonda yetiştirirsek bundan sonraki gelecek nesiller Avrupa’ya yön veren nesiller olacaktır. “ dedi.
Herkesten haklarını helal etmelerini isteyen ve kendi hakkı varsa hepsini helal ettiğini ifade eden Malkoç, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı “ Kırdığım, üzdüğüm insanlar olabilir, bunlar şahsi meseleler değildir, yine de onlardan özür diliyorum. Ayrıca yoğun çalışma temposunda zamanlarını çaldığım eşim ve çocuklarımdan da haklarını helel etmelerini istiyorum” dedi.