CHP Hollanda Birliği Türkiye’de yapılan seçim sonuçlarını değerlendirdiği basın bildirisinde “Onların korkularının, bizim kavgamızın başladığı yeni bir gün…” ifadesini kullandı. Basın bildirisi şöyle:
Olağanüstü koşullar yaratılarak dikte ettirilen yeniden bir seçim süreci yaşadık. Sadece 7 Haziran seçimlerinden sonra 400 yurttaşımızın canına mal olan savaş konseptli, baskıların, yasaklamaların, el koymaların, olağanüstü hal uygulamalarının en acı ve kanlı şekilde yaşandığı beş aylık kaotik bir süreç. İktidarının devamı için yapamayacağı, ülkeyi sürüklemeyeceği hiçbir şeyden uzak durmayan ve bunları kurgulayan bir akıl.
Toplumu her türlü korkuya, endişeye ve belirsizliğe sürükleyeceğini en yüksek perdeden dillendiren bir akıl. Kurduğu parti devletinin tüm olanaklarını en pervasız yol ve yötemle hayata geçiren bir akıl. İç savaşı, komşularla savaşı artık sorunlarla boğuşmaktan usanmış halkımıza, eğer tek başına iktidar olmazsa yaşama geçireceğine ikna etmiş bir ruh hali. Kolay değil. Ülkemiz bu koşullarda gitti sandığa.
Korkunun egemen kılındığı ağır, eşit olmayan koşullarda. Miting alanlarının bombalandığı, gencecik insanların paramparça edildiği, güpegündüz evlerinde katlettikleri, parti binalarının bombalandığı, gazetecilerin tutuklandığı, gazetelere, televizyonlara, şirketlere el konulduğu anti demokratik, kendi hukuklarına bile uymadıkları ilkel, diktatöryel, faşist bir süreç. Bu şartlarda seçime gitti halkımız.
İşin doğrusu böyle bir zamanda, gelecekte yaşanacak felaketleri görmek yerine, bugünü kurtarmak adına oy verdi yüksek oranda bir seçmen kitlesi. Oluşturulan bu korkuya teslim olmuş bir ruh halinin yarattığı sonuçtur karşımıza çıkan tablo. Tablo budur.
Ancak bugünün tablosu ne kadar ağır, karanlık ve zor olsa da bizlere düşen tam da bu zamanda yılgınlığa düşmemektir. Tam da bu zamanda bizlere düşen o korku denen illeti parçalamak için bir çaba içinde olmak ve kavga vermektir. Bize düşen bu zamanda büyüttükleri korku dağlarına umut ekmek, umudu yeşertmektir. Biz böyle günlerde olmayacaksak, korkuya teslim olacak, umudu büyütmeyeceksek varlık nedenimizin ne anlamı olur ki?
Umudu ekeceğiz, yeşerteceğiz ve büyüteceğiz.
Buna inanın.
Keşke kavga bu denli ağır koşullarda verilecek olmasaydı. Ama yapacak bir şey yok. Demek ki payımıza düşen zoru bozmak, bu zor durumu tersine çevirecek bir mücadele içinde olmakmış. Kolay değil ama gerçekleşmez hiç değil.
Biraz daha geriye gidersek, bu toprakların daha ağır bedeller ödediğini ve bu süreçleri tersine çevirmiş olduğunu görebiliriz. Unutmayalım ki, şu anda üzerinde tepindikleri değerleri biz yine o karanlık ve ağır koşulları yaşadıktan sonra kazandık ve bugünlere taşıdık.
Korkuya gerek yok, umutsuzluğa hiç gerek yok.
Çünkü bundan daha geriye gidecek de değiliz artık.
Bundan sonra atacağımız her adım faşizmin kalelerinde bir gedik açacaktır.
Buna hep birlikte tanıklık edeceğiz.
Şimdi onlar savunma durumundadır.
Bizlerse karanlığı aydınlatacak ateş böcekleri gibi geceyi gündüze çevireceğiz.
Buna inanın..
Daha bitmedi..
2 Kasım onlar için de, bizim için de bir başlangıçtır.
Onların korkularının, bizim kavgamızın başladığı yeni bir gün…
CHP Hollanda Birliği