Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, İsrail’in aralıksız devam eden saldırılarında son bir gün içinde 131 kişinin hayatını kaybettiğini, 463 kişinin yaralandığını söyledi.
Kudra, İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarının 25’inci gününde ölü sayısının bin 363’e, yaralı sayısının ise 7 bin 680’e yükseldiğini kaydetti.
Saldırıların başladığı 7 Temmuz’dan bu yana İsrail’in hava, kara ve denizden sürdürdüğü saldırılarında 315’çocuk, 166 kadın ve 58 yaşlı hayatını kaybetti.
Ramallah’ta protesto
Öte yandan, Ramallah kent merkezindeki El-Menara Meydanı’nda bir araya gelen Filistinliler, Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın tamamen açılmasını ve İsrail’in Gazze saldırılarının durdurulmasını talep etti.
Gazze’deki Filistinlilerin korunması konusunda “pasif bir tutum sergileyen” Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi karşıtı sloganlar atan göstericiler, saldırılar karşısında ”sessiz kalmakla” suçladıkları Arap dünyasına da İsrail ile ilişkilerini kesmeleri ve ürünlerini boykot etmeleri çağrısında bulundu.
Batı Şeria’da 12 Haziran’da kaybolan 3 Yahudi yerleşimcinin 18 gün sonra ölü bulunmasının ardından Filistinli genç Muhammed Ebu Hudayr, 2 Temmuz’da Yahudi yerleşimciler tarafından kaçırılmış ve yakılarak öldürülmüştü. İsrail, olayların ardından 7 Temmuz’da “Koruyucu Hat” adı altında Gazze’ye havadan, 17 Temmuz Perşembe akşamı da karadan saldırıya geçmişti.
Saldırıların ortasında doğan Gazzeli bebek
İsrail saldırıları nedeniyle Gazzeli bebek Rana, Filistinlilerin sığındığı okulda dünyaya gözlerini açtı.
İsrail’in sivil yerleşim birimlerini vurması nedeniyle sığındığı okulda doğum yapan 24 yaşındaki anne Esma Sahvil, evinin vurulduğunu belirterek, “Herşeyimizi kaybettik. Bebek kıyafetleri ve beşik gibi doğum için yaptığım tüm hazırlıklar, bombalanan evimizde yandı” dedi.
Saldırılarda Beyt Hanun’daki evlerinin yıkıldığını ve 12 kişilik ailesiyle Gazze’nin kuzeyinde bulunan Şeyh Rıdvan Mahallesi’ndeki Huda adlı okula sığınmak ve bebeğini burada doğurmak zorunda kaldığını ifade eden Sahvil, bomba sesleri nedeniyle bebeğinin korkuyla uyandığına dikkati çekti.
Rama’nın babası Muhammed Sahvil de saldırılar nedeniyle Beyt Hanun’daki evlerini terketmek zorunda kaldıklarını vurgulayarak, eşinin doğumu öncesi yaşadıkları korku dolu anları şöyle anlattı:
“Kafam allak bullak olmuştu. Eşim doğurmak üzereydi. Kaldığımız bölgeye roketler düşüyor, çocuklar korkudan çığlık atıyordu. Saldırılar ve duman nedeniyle göz gözü görmez olmuştu. Panik haldeyken eşim ambulans çağırmamızı söyledi. Ambulans güçlükle gelerek bizi okula götürdü. Gidecek başka yer yoktu.”