Yunanistan’dan İtalya’ya doğru yola çıktıktan sonra geçtiğimiz pazar sabahı Adriyatik Denizi’ndeyken yangın çıkan “Norman Atlantic” adlı feribottan kurtarılan son yolcular, İtalya’nın güneyindeki Brindisi Limanı’na getirildi.
Yaklaşık 210 feribot yolcusundan resmi isim listesinde yer alan 29 Türk vatandaşı da kendilerini getiren San Giorgio İtalyan askeri gemisinden inerek karaya ayak bastı. Kimlik kontrolünden geçen Türk yolcular, daha sonra Brindisi’deki iki otele yerleştirildi.
Türk yolculara yardımcı olmak için Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği’nden gelen diplomatlardan alınan bilgilere göre, şu ana kadar Brindisi’ye getirilen 40 kadar Türk vatandaşı, öğlen Türk Hava Yolları’nın (THY) özel seferiyle İstanbul’a gönderilecek.
Bu arada, gelen Türk yolculardan yaralı Burhan Karakaya’nın hastanede tedavisinin devam ettiği, hayati tehlikesinin bulunmadığı açıklandı. Yanan feribotta şu ana kadar resmi rakamlara göre 11 ölü ve yaklaşık 30 kayıp olduğu bildirildi.
Bari kentinde, 5 kişinin cesedinin bulunduğu öğrenildi. Türk diplomatların her ihtimale karşı kimlik tespitlerine yardımcı olmak amacıyla Bari kentine gidecekleri bilgisi alındı.
Brindisi Limanı’na gelen San Giorgio adlı İtalyan askeri gemisinden inen Türk vatandaşları, gazetecilere yaptıkları açıklamada, özellikle gemideki şartlardan ve kurtarma çalışmaları sırasında yardıma alamadıklarından yakındı.
Bazı Türk vatandaşları, “36 saat yanan feribotta beklettiler. Ne su verdiler ne de yardım ettiler. ‘Yardım edin’ diye bağırdık ama gemideki tek bir yetkili bile kimseyle ilgilenmedi, sadece kendi canını düşündü. Böyle kötü bir organizasyon, böyle düzensiz bir gemi olamaz” ifadesini kullandı.
Türk yolculardan 8’i İstanbul’da
Selanik’ten kalkan Türk Hava Yolları’nın (THY) TK1894 sefer sayılı uçağıyla 23.30’da Atatürk Havalimanı’na inen 1’i Avustralyalı 8’i Türk yolcudan 5’i, işlemlerinin ardından VIP’den çıktı. Diğer 4 yolcu ise aktarmalı olarak İzmir’e gitti.
Gelen yolculardan Tuna Saygılı, gazetecilere yaptığı açıklamada, feribotta yaşananları gazetelerden okuduğunda çok yanlış açıklamalar gördüğünü söyledi.
Saygılı “Bunların başında, ‘önce kendi vatandaşlarını kurtardılar’ dediler. O yanlış. Öncelikler hiçbir millet ayırt etmeden çocukları ve kadınları aldılar. Ben ve eşim kurtarma helikopterine 22. sırada alınanlardanız. Ama çok büyük ihmal var. Ben böyle bir şey görmedim” diye konuştu.
Yelkenci olduğunu dile getiren Saygılı, “Orada kurtarma botları vardı. Bunlarla oradaki 400 kişi rahat kurtarılırdı ama hiçbiri açılmadı. Bunlar açılsaydı, bunların içinde deprem çadırları gibi bisküviden battaniyeye kadar yaşam malzemesi var. Ama bunlar yandı. Ne kaptan vardı ne mürettebat. Biz kendi kendimize bir sandık açtık, can yeleklerini giydik. Onların da nasıl giyildiğini bile bilmediğimiz için ters yüz giydik, sonra değiştirdik” ifadelerini kullandı.
Saygılı, bazen umutlarını kaybettiklerini anlatarak, “Rüzgar dumanı başka yöne götürünce boğulmamak için dumansız alana kaçtık. Eğer rüzgar olmasaydı hepimiz o dumandan zehirlenip ölmüştük” diye konuştu.
Yangının trafo patlamasından kaynaklandığını tahmin ettiğini kaydeden Saygılı, kendisinin de bulunduğu 27 kişilik küçük odalarında tavanda bulunan lamba diplerindeki kabloların yandığını ileri sürdü.
Saygılı, güverteye çıktıklarında, kablonun maytap gibi patladığını ve bundan dolayı yolcuların ayaklarının yandığını belirterek, geminin ana trafosunda bir patlama olduğunu tahmin ettiğini savundu.
Kurtarma operasyonunun 10 saat sonra başladığını dile getiren Saygılı, yangından 2 saat sonra bir geminin geldiğini ve kendilerine yardım edemeden ayrıldığını bildirdi.
Selanik’ten uçakla İstanbul’a gelen yolcuların isimleri şöyle:
“Nesrin Baskın, Saadet Bayhan, Seval Yıldırım, Tuna Saygılı, Makbule Saygılı, Fatma Kılıç, Sabahattin Tosun, Oya Zorlu, George Tim.”