Ukrayna krizi ve ekonomiyi canlandırmak için düşünülen 315 milyar avroluk yatırım paketi, Avrupa Birliği’nin 2015’te en önemli gündem maddeleri olacak.
2014’te 3 önemli karar organı olan komisyon, konsey ve parlamentosunu yenileyen ve cılız da olsa ekonomik toparlanma sürecine giren AB, gelecek yıl ciddi iç ve dış sorunlarla boğuşmaya devam edecek.
Birlik için en yakın sınav, Yunanistan’daki cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Hükümetin adayı olan eski AB Komiseri Stavros Dimas, Yunan parlamentosundaki ilk 2 tur oylamada gerekli desteği sağlayamadı. Son ve nihai oylama 29 Aralık’ta yapılacak. Dimas’ın son turda seçilebilmek için parlamentodaki 300 milletvekilinden 180’inin desteğini sağlaması gerekiyor. İlk turda 160 ve ikinci turda 168 oyda kalan Dimas üçüncü turda da seçilemezse anayasa gereği erken genel seçimlere gidilecek.
Yunanistan’da muhtemel bir erken seçimin siyasi istikrarsızlıkla sonuçlanması ya da AB ve IMF destekli kurtarma paketi ve karşılığında uygulanan kemer sıkma politikasının en büyük muhalifi, aşırı sol Syriza partisinin iktidarı devralması Brüksel için yeni bir kabus anlamına geliyor.
AB, Yunanistan’da 2010’dan beri toplam 240 milyar avroluk iki ayrı kurtarma paketi eşliğinde uygulanan mali program henüz sonuçlanmamışken ve ilave bir paket ihtiyacı tartışılırken bu ülke ekonomisinin raydan çıkmasıyla sonuçlanabilecek bir erken seçim ihtimalini önlemek için Atina üzerinde baskı uyguluyor.
AB Komisyonu, Dimas’ın adaylığına alışılmadık biçimde desteğini ilan etti ve Yunan hükümetinin bu kararının “mali piyasalardaki belirsizliklerin ortada kaldırılmasına yardımcı olabileceğini” savundu.
Yunanistan’da erken seçimlere gidilmesi halinde yani bir mali program ihtiyacı derinleşecek ve seçimlerden Syriza’nın zaferle ayrılması durumunda bu ülkenin avrodan çıkma tartışmaları alevlenecek.
Yunanistan’ın Avro Bölgesi’ne veda etmesi AB için ağır bir yenilgi anlamına gelecek ve ortak paranın küresel itibarı ve güvenilirliği zedelenecek.
Rusya ile gerginliğin faturası ağır
AB, Ukrayna krizinde Rusya’yla karşılıklı ekonomik yaptırımların ağır sonuçlarıyla yüzleşmeye devam ederken yeni adımlar konusunda kararsızlık yaşıyor.
AB, kamu kontrolündeki Rus bankalarının ve ve petrol şirketlerinin Avrupa sermaye piyasalarına erişimini kısıtlamış ve silah ambargosu getirdiği Rusya’ya enerji sektöründe yüksek teknoloji ihracatını durdurmuştu. Buna cevap olarak AB’den gıda ithalatını kesen Moskova yönetimi, Ukrayna politikasında değişikliği gitmeye yanaşmıyor.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik hamleleri karşısında yaptırımları ağırlaştırma yoluna giden AB üyeleri, karşılaştıkları ekonomik maliyetin sürekli artması nedeniyle kararsızlık yaşıyor.
Moskova yönetiminin Ukrayna’da ayrılıkçıların kontrolündeki Donetsk ve Luhansk’ta 2 Kasım’da gerçekleştirilen seçimleri tanıması karşısında yeni bir yaptırım kararı alamayan AB’de şahin kanadı temsil eden Polonya, Baltık üyeleri ve İngiltere’ye karşı İtalya ve Fransa’nın öncülük ettiği yaptırım karşıtlarının sayısı gittikçe artıyor. Rusya’ya yeni yaptırımlara karşı çıkan bu ülkeler mevcut yaptırımların da kademeli olarak kaldırılmasından yana tavır takınıyor.
2014’ün ilk çeyreğinde, bir öncekine kıyasla yüzde 0,3 büyüyen Avro Bölgesi’nın hızı ikinci çeyrekte yüzde 0,1’e geriledi. Avro Bölgesi üçüncü çeyrekte de sadece yüzde 0,2 büyüyebildi.
AB Komisyonu, Avro Bölgesi’nin 2014 büyüme tahminini yüzde 1,2’den yüzde 0,8’e düşürürken en önemli gerekçe olarak Rusya başta olmak üzere jeopolitik tansiyonun artmasını gösterdi. Komisyon, Avro Bölgesi’nin 2015 büyüme tahminini de yüzde 1,7’den 1,1’e indirdi.
Rusya’nın gıda ambargosu nedeniyle yıllık yaklaşık 6 milyar avroluk ihracattan mahrum kalan AB daha büyük zararı kendi yaptırımları nedeniyle görüyor. Yaptırımların Rusya’ya yaşattığı mali sarsıntılar ve durgunluğun burada faaliyet gösteren Avrupalı şirketlere faturası kabarıyor. Rusya’da ekonomik sorunların derinleşmesi halinde Fransız bankaları başta olmak üzere bu ülkeye önemli miktarlarda kredi açan Avrupalı finans kuruluşlarının onmilyarlarca avroyu bulabilecek zararlarla yüzleşebileceği belirtiliyor.
Ukrayna’yı taraf seçmeye zorlayarak krizin başlangıcında önemli rol oynayan Brüksel’in, mevcut yaptırımların vadesinin dolacağı 2015 ortasında takınacağı tavır, AB-Rusya ilişkilerinin mevcut mini Soğuk Savaş atmosferinde mi yoksa işbirliği temelinde mi yürüyeceği açısından önemli bir gösterge olacak.